el-vâḵî ~ اَلْوَاقِي

Kamus-ı Muhit - الواقي maddesi

اَلْوَاقِي [el-vâḵî] Sakınıp sıyânet ediciye denir; ve minhu yukâlu: سَرْجٌ وَاقٍ أَيْ بَيِّنُ الْوِقَاءِ Yaʹnî teğeltisi düz olmakla atın sırtını basmaktan hıfz ve sıyânet edici eyerdir. Ve

وَاقِي [vâḵî] Kerkenez taʹbîr olunan kuşa denir,صُرَدٌ [ṡurad] maʹnâsına.

Vankulu Lugatı - الواقي maddesi

اَلْوَاقِي [el-vâḵî] (ḵâf’ın kesri ve meddiyle) Saklayıcı; yukâlu: سَرْجٌ وَاقٍ إِذَا لَمْ يَكُنْ مِعْقَرًا Ve مِعْقَرٌ [miʹḵar] mîm’in kesri ve ḵâf’ın fethiyle at arkasın yağır eden eyere derler. Ve

وَاقِي [vâḵî] Şol ata dahi derler ki tırnağı taşırkadığından ötürü yürümeğe havf eder; yukâlu: فَرَسٌ وَاقٍ إِذَا كَانَ يَهَابُ الْمَشْيَ مِنْ وَجَعٍ يَجِدُهُ فِي حَافِرِهِ يُقَالُ وَقَى يَقِي إِذَا كَانَ الْفَرَسُ عَلَى تِلْكَ الصِّفَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı