اَلْوَامِئَةُ [el-vâmi΄et] Beliyye ve dâhiye maʹnâsınadır; ve yukâlu: ذَهَبَ ثَوْبِي فَمَا أَدْرِي وَامِئَتَهُ أَيْ دَاهِيَتَهُ الَّتِي ذَهَبَتْ بِهِ
اَلْوَامِئَةُ [el-vâmi΄et] Bir nesneyi alan kimse; yukâlu: ذَهَبَ ثَوْبِي فَمَا أَدْرِي مَا كَانَتْ وَامِئَتُهُ أَيْ لَا أَدْرِي مَنْ أَخَذَهُ Ve belâ maʹnâsına da gelir; yukâlu: وَقَعَ فِي وَامِئَةٍ أَيْ فِي أُغْوِيَّةٍ وَدَاهِيَةٍ Ve أُغْوِيَّةٌ [uġviyyet] zamm-ı hemze ve sükûn-ı ġayn-ı muʹceme ve teşdîd-i yâ ile belâ maʹnâsınadır, nitekim bâbında gelir inşâ΄allâhu taʹâlâ.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı