el-cereb ~ اَلْجَرَبُ

Kamus-ı Muhit - الجرب maddesi

اَلْجَرَبُّ [el-cerebb] (fethateynle ve teşdîd-i bâ’yla) Muhîl ve fitne-kâr ve dubaracı bodura denir; yukâlu: هُوَ جَرَبٌّ أَيْ قَصِيرٌ خَبٌّ

اَلْجَرِبُ [el-cerib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلْجَرْبَانُ [el-cerbân] (عَطْشَانُ [ʹaṯşân] vezninde) ve

اَلأَجْرَبُ [el-ecreb] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Uyuz ve gıcık olan insân ve hayvâna denir.

اَلْجُرْبُ [el-curb] (cîm’in zammıyla) أَجْرَبُ [ecreb]in cemʹidir.

الجَرَبُ [el-cereb] (fethateynle) Uyuz ve gicik taʹbîr olunan ʹillete denir; ve bu maʹnâda masdar olur; yukâlu: جَرِبَ الْبَعِيرُ جَرَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ Ve

جَرَبٌ [cereb] ʹAyb u nakîsa maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: بِهِ جَرَبٌ أَيْ عَيْبٌ Ve kılıç pâsına ıtlâk olunur; yukâlu: جَرِبَ السَّيْفُ جَرَبًا اِذَا صَدِئَ ve yukâlu: بِالسَّيْفِ جَرَبٌ أَيْ صَدَأٌ Ve kılıç pâsı şeklinde şol ʹârızaya denir ki baʹzı göz kapağının iç yüzüne ʹârız olur, dâ΄imâ gicişip durur. Bu bir ʹilletir ki göz kapaklarının iç tarafına bir kızıllık ve gicişmek ve hurde darı gibi ufacık besreler ʹârız olur; sebebi yanmış ahlâttır. Müfredât-ı tıbbiyyede جَرَبُ الْعَيْنِ [cerebu’l-ʹayn] dedikleri budur; yukâlu: بِأَجْفَانِهِ جَرَبٌ وَهُوَ كَالصَّدَإِ يَعْلُو بَاطِنَ الْجَفْنِ Ve

جَرَبٌ [cereb] Bir kimsenin tarlası hayr u menfaʹatten kalıp tebâh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرِبَ الرَّجُلُ اِذَا هَلَكَتْ أَرْضُهُ Ve bir kimsenin devesi uyuz olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرِبَ الرَّجُلُ اِذَا جَرِبَتْ إِبِلُهُ

Vankulu Lugatı - الجرب maddesi

اَلْجَرَبُ [el-cereb] (fethateynle) Uyuz dedikleri maraz ki insâna ve devâbba ʹârız olur; yukâlu: جَرِبَ الرَّجُلُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلْجُرْبُ [el-curb] (zamm-ı cîm’le ve sükûn-ı râ΄ ile) Cemʹu اَلْأَجْرَب [el-ecreb]; yukâlu: هُمْ قَوْمٌ جُرْبٌ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı