el-cerid ~ اَلْجَرِدُ

Kamus-ı Muhit - الجرد maddesi

اَلْجُرْدُ [el-curd] (cîm’in zammıyla) Bu dahi içlerinde piyâde olmayan süvârî bölüğüne ıtlâk olunur; yukâlu: خَيْلٌ جَرِيدَةٌ وَجُرْدٌ أَيْ لاَ رَجَّالَةَ فِيهَا

اَلْجَرَدُ [el-cered] (fethateynle) Aslâ nebât eseri olmayan kır sahrâ ve fezâya denir. Esâs’ın beyânına göre bu mâdde soyunmak maʹnâsına mevzûʹdur, maʹânî-i sâ΄ire ondan müteferriʹdir. Ve fezâ-yı mezbûre جَرَدٌ [cered] ıtlâkı tesmiye bi’l-masdardır; tekûlu: نَزَلْنَا فِي جَرَدٍ أَيْ فِي فَضَاءٍ بِلاَ نَبَاتٍ Ve

جَرَدٌ [cered] Masdar olur, ʹarsa ve mekân nebâttan hâlî olmak maʹnâsına; yukâlu: جَرِدَ الْمَكَانُ جَرَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ أَجْرَدَ Ve at ufak tüylü olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرِدَ الْفَرَسُ إِذَا كَانَ أَجْرَدَ Ve

جَرَدٌ [Cered] Benû Temîm bilâdında bir mevziʹ adıdır. Ve

جَرَدٌ [cered] Devâbba mahsûs bir ʹayb ismidir. ʹAlâ-kavlin bu žâl-ı muʹceme iledir ki art siniri şişkin olmaktır. Ve

جَرَدٌ [cered] Çekirgeyi çok yemekten kurdeşeni dedikleri giciğe mübtelâ olmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرِدَ الرَّجُلُ إِذَا شَرِيَ جِلْدُهُ مِنْ أَكْلِ الْجَرَادِ

اَلْجَرْدُ [el-cerd] (فَرْدٌ [ferd] vezninde) Bu dahi nebât eseri olmayan mekâna denir, vasf-bi’l-masdardır, yâhûd صَعْبٌ [ṡaʹb] gibi sıfattır; yukâlu: مَكَانٌ جَرْدٌ أَيْ لاَ نَبَاتَ بِهِ Ve bir nesnenin kabuğunu soyup gidermek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَدَ الْعُودَ جَرْدًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا قَشَرَهُ Ve derinin tüylerini yolup koparmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَدَ الْجِلْدَ إِذَا نَزَعَ شَعْرَهُ Ve bir kimseden bir nesne isteyip memnûʹ ve mahrûm olmak, ʹalâ-kavlin mes΄ûlü maʹa’l-kerâhe verilmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَدَ الْقَوْمَ إِذَا سَأَلَهُمْ فَمَنَعُوهُ أَوْ أَعْطَوْهُ كَارِهِينَ Ve soyup çıplatmak maʹnâsınadır ki maʹnâ-yı aslîdir; yukâlu: جَرَدَ زَيْدًا مِنْ ثَوْبِهِ إِذَا عَرَّاهُ Ve pamuğu hallâclamak maʹnâsınadır; yukâlu: جَرَدَ الْقُطْنَ إِذَا حَلَجَهُ Ve

جَرْدٌ [cerd] Eski libâsa denir, tesmiye-bi’l-masdardır; sevb eskidikte havları dökülüp emles olur; yukâlu: ثَوْبٌ جَرْدٌ وَبُرْدَةٌ جَرْدٌ أَيْ خَلَقٌ Ve

جَرْدٌ [cerd] Ferc ve zekerden her birine ıtlâk olunur. Ve kalkana ıtlâk olunur. Ve mâldan bakiyye kalanına ıtlâk olunur. Ve arkaya denir.

Vankulu Lugatı - الجرد maddesi

اَلْجَرِدُ [el-cerid] (cîm’in fethi ve râ’nın kesriyle) Kezâlik çekirge yemeden karnı ağrıyan kimse.

اَلْجَرَدُ [el-cered] (fethateynle) Şol fezâdır ki onun nebâtı olmaya. Ve

جَرَدٌ [Cered] Bilâd-ı Temîm’de bir mevziʹin ismidir.

اَلْجَرْدُ [el-cerd] (cîm’in fethi ve râ’nın sükûnuyla) Gövdede ufacık kabarcıklar çıkmak, çekirge yemeden; yukâlu: جَرَدَ الرَّجُلُ جَرْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا شَرِيَ مِنْ أَكْلِ الْجَرَادِ Ve شَرَا [şerâ] şîn-i muʹceme ve râ-i mühmele ile bedende sivilceler çıkmak.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı