اَلتَّجْلِيَةُ [et-tecliyet] (تَأْدِيَةٌ [te΄diyet] vezninde) Bir nesneyi keşf ve ʹayân eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَّى فُلَانًا اَلْأَمْرَ إِذَا كَشَفَهُ عَنْهُ Ve geline gerdekte yüz görümlüğü vermek maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَّى الْعَرُوسَ زَوْجُهَا وَصِيفَةً أَوْ غَيْرَهَا إِذَا أَعْطَاهَا إِيَّاهَا فِي الزِّفَافِ Ve bir nesneye şâhîn şikâra nazar eder gibi nazar salmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَلَّى بِبَصَرِهِ إِذَا رَمَى بِهِ Ve
تَجْلِيَةٌ [tecliyet] ve
تَجَلِّي [tecellî] (teşdîd-i yâ’yla) Doğan kendi başını kaldırıp şikâra bakmak maʹnâsınadır ki bu hâlet şikâra alıştıkta olur; yukâlu: جَلَّى الْبَازِي تَجْلِيَةً وَتَجَلِّيًا إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ ثُمَّ نَظَرَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı