اَلتَّحْلِيقُ [et-taḩlîḵ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Kezâlik baş tırâş etmek; yukâlu: حَلَّقَ رَأْسَهُ شُدِّدَ لِلْكَثْرَةِ Ve
تَحْلِيقٌ [taḩlîḵ] Kuş uçarken yükselmeğe dahi derler. Ve
حَلْقٌ [ḩalḵ] Keçinin tüyün kesmeğe dahi derler; yukâlu: حَلَقَ مَعْزَهُ وَلَا يُقَالُ جَزَّهُ إِلَّا فِي الضَّأْنِ Ve Ebû Zeyd eyitti: عَنْزٌ مَحْلُوقَةٌ وَشَعْرٌ حَلِيقٌ وَلِحْيَةٌ حَلِيقٌ dahi derler; وَلَا يُقَالُ حَلِيقَةٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı