اَلتَّطْبِيقُ [et-taṯbîḵ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Namâz içinde hâlet-i rükûʹda elleri uyluk üzere komak. Ve
تَطْبِيقٌ [taṯbîḵ] Kılıcı en yerine eriştirmeğe dahi derler; yukâlu: طَبَّقَ السَّيْفُ إِذَا أَصَابَ الْمَفْصِلَ فَأَبَانَ الْعُضْوَ Yaʹnî kılıç en yerine erişip ʹuzvu ayırsa. Ve bu maʹnâdan bir kimse daʹvâsına muvâfık huccet îrâd etmeğe تَطْبِيقٌ [taṯbîḵ] derler; yukâlu: إِنَّهُ يُطَبِّقُ الْمَفْصِلَ إِذَا أَصَابَ الْحُجَّةَ Ve
تَطْبِيقُ الْفَرَسِ [taṯbîḵu’l-feres] At seğirtirken iki elin maʹan refʹ edip maʹan vazʹ etmeğe derler. Ve
تَطْبِيقٌ [taṯbîḵ] Bulut yağmurın cemîʹ yere yetirmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı