اَلتَّطْفِيلُ [et-taṯfîl] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Güneş gurûba meyl etmek; yukâlu: هَذَا وَقْتُ تَطْفِيلِ الشَّمْسِ أَيْ مَيْلِهَا لِلْغُرُوبِ Ve
تَطْفِيلٌ [taṯfîl] Gecenin karanu olmağa yüz tutmasına dahi derler; yukâlu: طَفَّلَ اللَّيْلُ إِذَا أَقْبَلَ ظَلَامُهُ Ve
تَطْفِيلٌ [taṯfîl] Deveyi âheste yürütmeğe dahi derler, evlâdı ardından erişsin diye; tekûlu: طَفَّلْتُ الْإِبِلَ تَطْفِيلًا إِذَا رَفَعْتَ بِهَا فِي السَّيْرِ حَتَّى تَلْحَقَهَا أَطْفَالُهَا أَيْ أَوْلَادُهَا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı