الْجُفَاءُ [el-cufâ΄] (غُرَابٌ [ġurâb] vezninde) Suyun ve galeyân eden tencerenin köpüğüne denir. Ve sel suyunun yüzünde olan hâr u hâşâk makûlesine denir ki selinti taʹbîr olunur.
اَلْجَفَاءُ [el-cefâ΄] (وَفَاءٌ [vefâ΄] vezninde) Bir kimse yâ bir nesne yerinde durmayıp bir tarafa ayrılmak maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَا الشَّيْءُ يَجْفُو جَفَاءً إِذَا لَمْ يَلْزَمْ مَكَانَهُ Ve bir nesne ağır gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَا عَلَيْهِ كَذَا إِذَا ثَقُلَ Ve
جَفْوٌ [cefv] ve
جَفَاءٌ [cefâ΄] ve
جَفَا [cefâ] (kasr ile) Bir kimseyi iʹrâz yâhûd tard yâhûd gayrı vechle âzürde eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: جَفَاهُ جَفْوًا وَجَفَاءً وَجَفًا وَهُوَ نَقِيضُ الصِّلَةِ
اَلْجُفَاءُ [el-cufâ΄] (bi-zammi’l-cîmi ve meddi’l-elif) Şol çörçöp ki sel taşra bırakır. Ve bâtıl maʹnâsına da gelir; kâlallâhu taʹâlâ: ﴿فَأَمَّا الزَّبَدُ فَيَذْهَبُ جُفَاءً﴾ (الرعد 17) أَيْ بَاطِلًا
اَلْجَفَاءُ [el-cefâ΄] (cîm’in fethi ve elifin meddiyle) Yaramazlık etmek ki iyilik etmenin mukâbilidir; tekûlu: جَفَوْتُ الرَّجُلَ أَجْفُوهُ جَفَاءً Ve
جَفَاءٌ [cefâ΄] Eyer atın arkasından gitmeğe dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı