ʹivaḋ ~ عِوَضٌ

Kamus-ı Muhit - عوض maddesi

اَلْعِوَضُ [el-ʹivaḋ] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) ve

اَلْعَوْضُ [el-ʹavḋ] (خَوْضٌ [ḣavḋ] vezninde) ve

اَلْعِيَاضُ [el-ʹiyâḋ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Bir nesne yerine bedel ve halef vermek maʹnâsınadır; tekûlu: عَاضَنِيَ اللهُ مِنْهُ يَعُوضُ عِوَضًا وَعَوْضًا وَعِيَاضًا أَيْ أَعْطَانِي خَلْفًا وَبَدَلاً [Ve] عِيَاضٌ [ʹiyâḋ]ın aslı عِوَاضٌ [ʹivâḋ] idi, mâ-kablinin kesresi vâv’ı yâ’ya ibdâl eyledi. Ve

عِوَضٌ [ʹivaḋ] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) ve

مَعُوضَةً [maʹûḋat] (مَعُونَةٌ [meʹûnet] vezninde) İsmlerdir, bedel ve halefe denir; yukâlu: هُوَ عِوَضٌ مِنْهُ وَمَعُوضَةٌ أَيْ خَلَفٌ وَبَدَلٌ

عَوْضُ [ʹavḋ] (ʹayn’ın fethi ve vâv’ın sükûnu ve ḋâd’ın mebnî olarak harekât-ı selâsıyla) Bir kelimedir ki yalnızca zamân-ı müstakbelin istigrâkına zarftır, ebed maʹnâsınadır; tekûlu: لاَ أُفَارِقُكَ عَوْضَ Ve baʹzılar ʹindinde zamân-ı mâzîde dahi istiʹmâl olunur; tekûlu: مَا رَأَيْتُ مِثْلَهُ عَوْضَ Yaʹnî “Ona benzer aslâ bir nesne görmedim.” Ve ʹinde’l-baʹz dehr ve zamân maʹnâsınadır; halef maʹnâsına olan عَوْضُ [ʹavḋ]dan me΄hûzdur, zîrâ zamândan bir cüz΄ savuşup gittikte zamân onun bedeline cüz΄-i âher taʹvîz eder; istiʹmâl evvellere göre de yine bu maʹnâdandır. Ve

عَوْضُ [ʹavḋu] kelimesi nefy makâmına mahsûstur ve muzâf oldukta muʹreb olur; tekûlu: لاَ أَفْعَلُهُ عَوْضَ الْعَائِضِينَ كَمَا تَقُولُ دَهْرَ الدَّاهِرِينَ وَأَبَدَ الْآبِدِينَ Ve baʹzılar ʹindinde عَوْضُ [ʹavḋ] kasem edâtıdır. ʹAlâ-kavlin bir sanem ismidir ki perestiş eden müşrikler ki Bekr b. Vâ΄il kabîlesidir, ona kasem ederler idi; ve yukâlu: أَفْعَلُ ذَاكَ مِنْ ذِي عَوْضٍ كَمَا تَقُولُ مِنْ ذِي أُنُفٍ أَيْ فِيمَا يَسْتَأْنِفُ Yaʹnî gelecek zamân demektir.

Vankulu Lugatı - عوض maddesi

عَوْضُ [ʹavḋu] (ʹayn’ın fethi ve vâv’ın sükûnu ve ḋâd’ın zammı üzere binâsıyla ve feth üzere mebnî olmak dahi lügattir) Bir kelimedir ki ebed maʹnâsınadır ve bu zamân-ı müstakbelde, قَطُّ gibidir zamân-ı mâzîde; tekûlu: عَوْضُ لَا أُفَارِقُكَ تُرِيدُ لَا أُفَارِقُكَ أَبَدًا كَمَا تَقُولُ قَطُّ مَا فَارَقْتُكَ وَلَا يَجُوزُ أَنْ تَقُولَ عَوْضُ مَا فَارَقْتُكَ كَمَا لَا يَجُوزُ أَنْ تَقُولَ قَطُّ مَا أُفَارِقُكَ Ve

عَوْضُ [ʹavḋ] bir sanemin ismidir, put maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı