اَلْقُلْقُلُ [el-ḵulḵul] (هُدْهُدٌ [hudhud] vezninde) Hafîf ve çâlâk adama denir. Ve
قُلْقُلٌ [ḵulḵul] ve
قُلَاقِلٌ [ḵulâḵil] (عُلاَبِطٌ [ʹulâbiṯ] vezninde) Yolda refîklerin umûrlarına koşup hemîşe beri öte saʹy ve iʹânet eder olan cüst ve sebük-rûh gayretli adama denir; yukâlu: رَجُلٌ قُلْقُلٌ وَقُلَاقِلٌ أَيْ مِعْوَانٌ سَرِيعُ التَّقَلْقُلِ
اَلْقُلْقُلُ [el-ḵulḵul] (ḵâf’ların zammı ve mâ-beynde lâm’ın sükûnuyla) Çâbük ve yeynicek olan kimse; yukâlu: رَجُلٌ قُلْقُلٌ أَيْ خَفِيفٌ Ve
قُلْقُلٌ [ḵulḵul] Çâbük olan ata dahi derler; yukâlu: فَرَسٌ قُلْقُلٌ أَيْ سَرِيعٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı