اَلْكَهَامُ [el-kehâm] (kâf’ın fethi ve hâ’nın tahfîfiyle) Kesmez olan kılıç; yukâlu: سَيْفٌ كَهَامٌ أَيْ كَلِيلٌ Ve ʹâciz olan dile dahi derler; yukâlu: لِسَانٌ كَهَامٌ أَيْ عَيٌّ Ve kalb olan ata dahi derler; yukâlu: فَرَسٌ كَهَامٌ أَيْ بَطِيءٌ Ve
كَهَامٌ [kehâm] ʹAmelden kalmış pîre dahi derler; yukâlu: رَجُلٌ كَهَامٌ أَيْ مُسِنٌّ لَا غَنَاءَ عِنْدَهُ Ve غَنَاءٌ [ġanâ΄] ġayn-ı muʹcemenin fethiyle menfaʹat maʹnâsınadır; ve yukâlu: قَوْمٌ كَهَامٌ أَيْضًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı