veter ~ وَتَرٌ

Kamus-ı Muhit - وتر maddesi

اَلْوَتَرَةُ [el-veteret] (fetehâtla) وَتِيرَةٌ [vetîret] gibi bu dahi burun direğine denir. Ve kulağın yukarısında olan ince kemirtleğe denir. Ve ibhâmla sebbâbe beyninde ve her parmağın aralıklarında olan ince dericeğize denir. Ve kirişlemesi olan eve denir. Ve burun deliğinin ucuna denir ki kesildikte yarık olur. Ve haşefenin iç yüzünde olan damara denir. Ve şol sinire denir ki at kısmının dübüründe olur ki tersledikten sonra onu kavuşturur. Ve taht-ı lisânda olan sinire denir. Ve hayvân kısmının sırtları sinirine denir ki ondan kiriş ve sırım işlenir. Ve burnun ucuyla bıyığın aralığına denir. Ve ʹArabî yayın ok kurtulacak yerine denir ki kabza olacaktır. Maʹânî-i mezbûrenin mecmûʹunda cemʹ-i cinsi وَتَرٌ [veter]dir hâsız. Ve

وَتَرٌ [veter] Kirişe denir; cemʹi أَوْتَارٌ [evtâr]dır.

اَلْوَِتْرُ [el-vitr - el-vetr] (vâv’ın kesri ve fethiyle) Yalnız, ferd maʹnâsınadır. ʹAlâ-kavlin ʹadedden çift olmayana denir ki tek taʹbîr olunur. Kâle’ş-şârih وَقُرِئَ فِي السَّبْعَةِ ﴿وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِ﴾ بِالْكَسْرَ عَلَى لُغَةِ الْحِجَازِ وَتَمِيمٍ وَبِالْفَتْحِ فِي لُغَةِ غَيْرِهِمْ Ve

وِتْرٌ [vitr] ʹArefe gününe ıtlâk olunur ki kurbân bayramından bir gün mukaddem olan gündür; senede bir olduğu için ıtlâk olundu, zîrâ ramâzan bayramının ʹarefesi olmaz. Ve

وِتْرٌ [Vitr] Yemâme’de bir vâdî adıdır. Ve

وِتْرٌ [vitr] Dem ve intikâm kînesi, ʹalâ-kavlin dem yaʹnî katl cihetiyle olan zulm ve taʹaddîye denir.

اَلتِّرَةُ [et-tiret] (عِدَةٌ [ʹidet] vezninde) Bu dahi dem ve intikâm kînesi yâhûd o cihetle olan zulm ve taʹaddîye denir. Ve

وَتْرٌ [vetr] ve تِرَةٌ [tiret] وَعْدٌ [vaʹd] ve عِدَةٌ [ʹidet] gibi masdar olurlar, bir adamı dem cihetiyle kîne-dâr eylemek yâhûd o cihetle zulm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَهُ يَتِرُهُ وَتْرًا وَتِرَةً إِذَا أَصَابَهُ بِذَحْلٍ Ve bir nesnenin ʹadedini tek kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَ الْقَوْمَ إِذَا جَعَلَ شَفْعَهُمْ وِتْرًا Ve bir adamı korkutmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَ الرَّجُلَ إِذَا أَفْزَعَهُ Ve bir adamı bir kerîheye uğratmak maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَهُ إِذَا أَدْرَكَهُ بِمَكْرُوهٍ Ve bir adamın hak ve mâlını noksân vermek maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَهُ مَالَهُ إِذَا نَقَصَهُ إِيَّاهُ Ve salât-ı vitr edâ eylemek maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru. Ve yaya kiriş geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: وَتَرَ الْقَوْسَ إِذَا عَلَّقَ عَلَيْهَا وَتَرَهَا

Vankulu Lugatı - وتر maddesi

اَلْوَتْرُ [el-vetr] (vâv’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) Kîne maʹnâsına, ehl-i ʹÂliye lügati üzere. Fe-ammâ ehl-i Ḩicâz lügati üzere emr bi’l-ʹakstir, yaʹnî ferd maʹnâsında fethiyle ve kîne maʹnâsında kesriyledir. Ve ammâ Temîm katında ikisinde dahi yaʹnî ferd maʹnâsında de kîne maʹnâsına da kesrledir. Ve

وَتْرٌ [vetr] (fethle) Kâtilden intikâm alınmağa dahi derler; yukâlu: وَتَرَهُ يَتِرُهُ وَتْرًا Ve hakkı nâkıs kılmağa da derler;ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ﴾ (محمد 35) أَيْ لَنْ يَنْقُصَكُمْ فِي أَعْمَالِكُمْ كَمَا تَقُولُ دَخَلْتُ الْبَيْتَ [وَأَنْتَ تُرِيدُ دَخَلْتُ فِي الْبَيْتِ]

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı