اَلْإِذْمَامُ [el-ižmâm] (hemzenin kesri ve žâl’ın sükûnuyla) Emân vermek; yukâlu: أَذَمَّهُ إِذَا أَجَارَهُ Ve
إِذْمَامٌ [ižmâm] Bir nesneyi mezmûm bulmağa dahi derler; yukâlu: أَذَمَّهُ إِذَا وَجَدَهُ مَذْمُومًا وَتَقُولُ أَتَيْتُ مَوْضِعَ كَذَا فَأَذْمَمْتُهُ إِذَا وَجْدْتَهُ مَذْمُومًا Ve
إِذْمَامٌ [ižmâm] Bir nesneye tekâsül etmeğe dahi derler; yukâlu: أَذَمَّ بِهِ إِذَا تَهَاوَنَ Ve
إِذْمَامٌ [ižmâm] Zemm olunacak iş işlemek; yukâlu: أَذَمَّ الرَّجُلُ إِذَا أَتَى بِمَا يُذَمُّ عَلَيْهِ Ve davar yorulmağa dahi derler; yukâlu: أَذَمَّ بِهِ بَعِيرُهُ وَأَذَمَّتْ رِكَابُ الْقَوْمِ إِذَا أَعْيَتْ وَتَأَخَّرَتْ عَنْ جَمَاعَةِ الْإِبِلِ وَلَمْ تَلْحَقْ بِهَا Ve رِكَابٌ [rikâb] râ’nın kesriyle yük götüren develere derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı