irbâḋ ~ إِرْبَاضٌ

Vankulu Lugatı - إرباض maddesi

اَلْإِرْبَاضُ [el-irbâḋ] (hemzenin kesriyle) Koyunu yatağına sevk etmek; tekûlu: أَرْبَضْتُ الْغَنَمَ Ve

إِرْبَاضٌ [irbâḋ] Günün harâreti müştedd olmağa da derler; yukâlu: أَرْبَضَتِ الشَّمْسُ إِذَا اشْتَدَّ حَرُّهَا حَتَّى يَرْبِضَ الظَّبْيُ وَالشَّاةُ ve kavluhum: دَعَا بَإِنَاءٍ يُرْبِضُ الرَّهْطَ أَيْ يُرْوِيهِمْ حَتَّى يَثْقُلُوا فيَرْبِضُوا Yaʹnî “Kavme vefâ eder kâse ihzâr etti bir haysiyyetle ki her biri onunla sıklet hâsıl kılıp yatağına mâ΄il oldu.” Ve şol kimse ki يُرِيضُ الرَّهْطَ rivâyet kıldı yâ-i müsennâtla, o أَرَاضَ الْوَادِي den me΄hûzdur dedi, dereye su cemʹ olmak maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı