irʹâd ~ إِرْعَادٌ

Vankulu Lugatı - إرعاد maddesi

اَلْإِرْعَادُ [el-irʹâd] (hemzenin kesri ve râ’nın sükûnuyla) Raʹd çekmek; yukâlu: أَرْعَدَ الْقَوْمُ وَأَبْرَقُوا إِذَا أَصَابَهُمْ رَعْدٌ وَبَرْقٌ Ve gök gürlemek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَرْعَدَتِ السَّمَاءُ وَأَبْرَقَتْ Ve tehdîd ve tahvîf etmek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَرْعَدَتِ السَّمَاءُ وَأَبْرَقَتْ Ve bu maʹnâyı Aṡmaʹî inkâr ettikte Kumeyt adlı şâʹirin أَبْرِقْ وَأَرْعِدْ يَا يَزِيدُ فَمَا وَعِيدُكَ لِي بِضَائِرٍ dediği şiʹr ile istidlâl olundukta لَيْسَ الْكُمَيْتُ بِحُجَّةٍ dedi. Ve

إِرْعَادٌ [irʹâd] Titremek maʹnâsına da gelir; yukâlu: أُرْعِدَ الرَّجُلُ عَلَى الْبِنَاءِ لِلْمَجْهُولِ أَيْ أَخَذَتْهُ الرِّعْدَةُ Ve أُرْعِدَتْ فَرَائِصُهُ عِنْدَ الَفْزَعِ dahi derler. Ve فَرَائِصُ [ferâ΄iṡ] fâ ile ve ṡâd-ı mühmele ile davarın omuzuyla yanının ara yerleridir, فَرِيصَةٌ [ferîṡat]ın cemʹidir. Ve فَزَعٌ [fezaʹ] fethateynle havfa derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı