el-ḩubukk ~ اَلْحُبُكُّ

Kamus-ı Muhit - الحبك maddesi

اَلْحُبُكُّ [el-ḩubukk] (عُتُلٌّ [ʹutull] vezninde) Tünd ve şedîd adama denir; yukâlu: رَجُلٌ حُبُكٌّ أَيْ شَدِيدٌ

اَلْحِبَكُّ [el-ḩibekk] (خِدَبٌّ [ḣidebb] vezninde) Le΄îm ve nâkese denir; yukâlu: رَجُلٌ حِبَكٌّ أَيْ لَئِيمٌ

اَلْحَبْكُ [el-ḩabk] (ḩâ’nın fethiyle) Bir nesneyi pek bağlayıp muhkem kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَهُ حَبْكًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا شَدَّهُ وَأَحْكَمَهُ Ve cullâh işlediği sevbde eser-i sanʹatı güzel eylemek yaʹnî tefeli, metîn ve zîbâ dokuyup güzel zamânlar tarh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَ الْحَائِكُ الثَّوْبَ إِذَا حَسَّنَ أَثَرَ الصَّنْعَةِ فِيهِ وَأَجَادَ نَسْجَهُ Mü΄ellif bunu tekrâr eylemiştir. Ve kesmek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَهُ إِذَا قَطَعَهُ Ve boyun vurmak maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَ عُنُقَهُ إِذَا ضَرَبَهَا Ve zartalamak maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَ بِالْمَرْأَةِ إِذَا حَبَقَ Ve iştirâ olunan şey΄i müşterîden geri redd eylemek yâhûd müşterî bâyiʹe redd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: حَبَكَ فُلَانًا فِي الْبَيْعِ إِذَا رَادَّهُ

اَلْحُبُكُ [el-ḩubuk] (zammeteynle) Kumlukta olan zih gibi uzun uzun kıvrım tarzında tarîkalara denir ki rüzgâr sühûletlice vurmakla peydâ olur. Kezâlik deniz ve sâ΄ir su üzere o resme peydâ olan yol yol muhayyel ak tarîkalara denir; müfredi حِبَاكٌ [ḩibâk]tır, كِتَابٌ [kitâb] gibi; yukâlu: لِلرِّيحِ فِي الرَّمْلِ وَالْمَاءِ حُبُكٌ أَيْ حُرُوفٌ وَطَرَائِقُ Ve pek kıvırcıktan kavrulmuş gibi şiken şiken olan saça denir; yukâlu: فِي رَأْسِهِ حُبُكٌ أَيْ شَعْرُهُ جَعْدٌ مُتَكَسِّرٌVe حُبُكُ السَّمَاءِ [ḩubuku’s-semâ΄] felekte kevâkibin seyr ettikleri tarâ΄ik ve medârâttan ʹibârâttır; yukâlu: حُبُكُ السَّمَاءِ أَيْ طَرَائِقُ النُّجُومِ Bunun müfredi حَبِيكَةٌ [ḩabîket]tir, سَبِيكَةٌ [sebîket] gibi. Kâle’ş-şârih ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَالسَّمَاءِ ذَاتِ الْحُبُكِ﴾ أَيِ الطَّرَائِقِ فَمِنَ النَّاسِ مَنْ تَصَوَّرَهَا مِنْهُ الطَّرَائِقَ الْمَحْسُوسَةَ بِالنُّجُومِ وَالْمَجَرَّةِ وَمِنْهُمْ مَنْ اعْتَبَرَ ذَلِكَ بِمَا فِيهَا مِنَ الطَّرَائِقِ الْمَعْقُولَةِ الْمُدْرَكَةِ بِالْبَصِيرَةِ Ve

حَبِيكَةٌ [ḩabîket] Saç tutamında olan şikene denir. Ve demir tolgada zih gibi görünen tarîkaya denir. Bunun cemʹi حَبِيكٌ [ḩabîk]tir hâ’sız ve حَبَائِكُ [ḩabâ΄ik] ve حُبُكٌ [ḩubuk]tur zammeteynle.

Vankulu Lugatı - الحبك maddesi

اَلْحَبْكُ [el-ḩabk] (ḩâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Bezi hûb dokumak; yukâlu: حَبَكَ الثَّوْبَ يَحْبِكُهُ حَبْكًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَجَادَ نَسْجَهُ

اَلْحُبُكُ [el-ḩubuk] (zammeteynle) حِبَاكٌ [ḩibâk]ın cemʹi.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı