اَلرَّضْرَاضُ [er-raḋrâḋ] (râ’nın fethiyle) ve
اَلرَّضْرَضُ [er-raḋraḋ] (عَرْعَرٌ [ʹarʹar] vezninde) Çakıl taşına, ʹalâ-kavlin hurdelerine denir ki çay taşı taʹbîr olunur; yukâlu: اَلْمَاءُ يَجْرِي عَلَى الرَّضْرَاضِ وَالرَّضْرَضِ أَيِ الْحَصَى أَوْ صِغَارِهَا Ve
رَضْرَاضٌ [raḋrâḋ] Çakıl taşlarıyla döşenmiş yere denir. Ve şişmân kişiye denir, mü΄ennesi رَضْرَاضَةٌ [raḋrâḋat]tır; yukâlu: رَجُلٌ رَضْرَاضٌ وَامْرَأَةٌ رَضْرَاضَةٌ أَيْ لَحِيمٌ Ve hurde yağmur katrelerine denir. Ve semizliğinden titrer olan sağrıya denir; yukâlu: كَفَلٌ رَضْرَاضٌ أَيْ مُرْتَجٌّ
اَلرَّضْرَاضُ [er-raḋrâḋ] (râ’nın fethi ve ḋâd’ın sükûnuyla) Şol ufak taşlardır ki fi’l-cümle dövülmüş ola; ve minhu kavluhum نَهْرٌ ذُو سِهْلَةٍ وَذُو رَضْرَاضٍ Ve سِهْلَةٌ [sihlet] şol kuma derler ki kârîz içinde üzerinden su cereyân ede. Ve
رَضْرَاضٌ [raḋrâḋ] Kezâlik şol yere derler ki taşlar ile dövülmüş ola. Ve
رَضْرَاضٌ [raḋrâḋ] Bir nesnenin pâresine ve hurdesine dahi derler. Ve
رَضْرَاضٌ [raḋrâḋ] Mülahham olan kimseye de derler; yukâlu: رَجُلٌ رَضْرَاضٌ وَبَعِيرٌ رَضْرَاضٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı