الإِسْتِدْفَاءُ [el-istidfâ΄] (إِسْتِفْعَالٌ [istifʹâl] vezninde) ve
الإِدِّفَاءُ [el-iddifâ΄] (hemzenin ve dâl-ı müşeddedenin kesriyle إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) تَدَفُّؤٌ [tedeffuʹ] maʹnâsınadır, aslı إِدْتَفَأَ dir; yukâlu: إِسْتَدْفَأَ وَإِدَّفَأَ بِمَعْنَى تَدَفَّأَ
اَلْإِدْفَاءُ [el-idfâ΄] (hemzenin kesriyle) دَفْوٌ [defv] maʹnâsınadır; tekûlu: أَدْفَيْتُ الْجَرِيحَ بِمَعْنَى دَفَوْتُ Ve ısıttırmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَدْفَيْتُهُ لُغَةٌ فِي أَدْفَأْتُهُ بِالْهَمْزَةِ Ve geyiğin boynuzu ensesine doğru pek uzayıp götüne kadar varmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْفَى الظَّبْيُ إِذَا طَالَ قَرْنَاهُ حَتَّى كَادَ أَنْ يَبْلُغَا اسْتَهُ
الإِدْفَاءُ [el-idfâ΄] (hemzenin kesriyle) Bir kimseye bedenini kızdırıcı nesne giydirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدْفَأَهُ أَيْ أَلْبَسَهُ الدِّفَاءَ Ve bir kimseye ʹatiyye-i kesîre vermek maʹnâsınadır ki bürûdet-i fakrdan tahlîs eylemektir; yukâlu: أَدْفَأَهُ أَيْ أَعْطَاهُ كَثِيرًا Ve nâs birikmek maʹnâsınadır ki tezâhümle birbirini teshîn ederler; yukâlu: أَدْفَأَ الْقَوْمُ إِذَا اجْتَمَعُوا
اَلْإِدِّفَاءُ [el-iddifâ΄] (kesreteynle ve dâl’ın teşdîdiyle) Kezâlik; yukâlu: إِدَّفَأَ بِهِ مِنِ افْتَعَلَ أَيْ لَبِسَ مَا يُدْفِئُهُ
اَلْإِدْفَاءُ [el-idfâ΄] (hemze’nin kesriyle) Isıtmak; yukâlu: أَدْفَأَهُ الثَّوْبُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı