el-Ḣarebet ~ اَلْخَرَبَةُ

Kamus-ı Muhit - الخربة maddesi

اَلْخَرَبَةُ [el-Ḣarebet] (fetehâtla) Ġassân kabîlesine mahsûs bir arz ismidir. Ve Benû ʹİcl yurdunda bir mevziʹdir. Ve Yemâme şehrinde bir pazar adıdır.

اَلْخَرْبَةُ [el-ḣarbet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Kalbura denir, غِرْبَالٌ [ġirbâl] maʹnâsına. Ve ʹayb u nakîsa maʹnâsınadır. Ve ʹavret yerine denir ki setri vâcibedendir. Ve züll ve fazîhat maʹnâsınadır. Cemʹi خَرَبَاتٌ [ḣarebât] gelir fetehâtla.

اَلْخَرِبَةُ [el-ḣaribet] (فَرِحَةٌ [feriḩat] vezninde) Harâb olan yere denir, te΄nîsi mevsûf iʹtibârıyladır; yukâlu: دَارٌ خَرِبَةٌ Cemʹi خَرِبَاتٌ [ḣaribât] gelir râ’nın kesriyle ve خَرِبٌ [ḣarib] gelir, كَتِفٌ [ketif] vezninde ve خَرَائِبُ [ḣarâ΄ib] gelir كَتَائِبُ [ketâ΄ib] vezninde.

اَلْخِرْبَةُ [el-ḣirbet] (ḣâ’nın kesriyle) Bu dahi خَرِبَةٌ [ḣaribet] maʹnâsınadır ki harâb olan yere denir ve bu, Leyšamp; rivâyetidir. Cemʹi خِرَبٌ [ḣireb] gelir عِنَبٌ [ʹineb] vezninde. Ve

خِرْبَةٌ [Ḣirbet] Mıṡır diyârında bir niçe karye adıdır. Beş karye Şarḵiyye’de vâkiʹdir. Ve yine Mıṡır’da Menûfiyye türâbında bir karye adıdır. Ve

خِرْبَةٌ [ḣirbet] Binâ-ı nevʹ olur; tekûlu: أَعْجَبَنِي خِرْبَتُهُ وَهِيَ هَيْئَةُ الْخَارِبِ

اَلْخُرْبَةُ [el-ḣurbet] (جُرْعَةٌ [curʹat] vezninde) Mutlakan müdevver olan deliğe denir; yukâlu: فِي أَدِيمِهِ خُرْبَةٌ أَيْ ثَقْبَةٌ مُسْتَدِيرَةٌ Ve nisvân kulaklarında küpe geçirecek vüsʹatli deliğe denir; yukâlu: فِي أُذُنِهَا خُرْبَةٌ أَيْ ثَقْبَةٌ وَاسِعَةٌ Ve

خُرْبَةُ اْلإِبْرَةِ [ḣurbetu’l-ibr] İğne yurdusuna denir. Ve

خُرْبَةُ اْلإِسْتِ [ḣurbetu’l-ist] Makʹad deliğidir. Ve

خُرْبَةٌ [ḣurbet] Azık çantasının ve dağarcığın kulpuna yâhûd kulağına denir. Cemʹi خُرَبٌ [ḣureb] gelir صُرَدٌ [ṡurad] vezninde ve خُرُوبٌ [ḣurûb] gelir şüzûz üzere ve أَخْرَابٌ [aḣrâb] gelir. Ve

خُرْبَةٌ [ḣurbet] Çobanların azık çantalarına denir. Ve dîn ve mezhebe müteʹallik fesâda denir; yukâlu: هُوَ صَاحِبُ خُرْبَةٍ أَيْ فَسَادٍ فِي أَمْرِ الدِّينِ

Vankulu Lugatı - الخربة maddesi

اَلْخَرِبُ [el-ḣarib] ve

اَلْخَرِبَةُ [el-ḣaribet] (bi-fethi’r-râ΄i ve kesri’l-ḣâ΄i fîhimâ) Harâb olan nesne; yukâlu: مَوْضِعٌ خَرِبٌ وَدَارٌ خَرِبَةٌ

اَلْخُرْبَةُ [el-ḣurbet] (kezâlik ḣâ’nın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Bi-maʹnâhu. Ve azık koyacak zarfın kulpuna dahi خُرْبَةٌ [ḣurbet] derler. Ve bi’l-cümle her delik ki müdevver ola, خُرْبَةٌ [ḣurbet] derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı