اَلْخِنَّوْسُ [el-ḣinnevs] (سِنَّوْرٌ [sinnevr] vezninde) Arslana denir.
اَلْخُنْسُ [el-ḣuns] (ḣâ’nın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلْخُنُوسُ [el-ḣunûs] (جُلُوسٌ [culûs] vezninde) Gerilenmek maʹnâsınadır; yukâlu: خَنَسَ عَنْهُ خَنْسًا وَخُنُوسًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا تَأَخَّرَ Ve geriletmek maʹnâsına müteʹaddî olur; yukâlu: خَنَسَ زَيْدًا إِذَا أَخَّرَهُ Ve baş parmağı yummak maʹnâsınadır; yukâlu: أَشَارَ بِأَرْبَعٍ وَخَنَسَ إِبْهَامَهُ إِذَا قَبَضَهَا Ve belirsiz ve nâ-bedîd kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَنَسَ بِفُلاَنٍ إِذَا غَابَ بِهِ
اَلْخُنُوسُ [el-ḣunûs] (zammeteynle) Müte΄ahhir olmak; yukâlu: خَنَسَ عَنْهُ يَخْنُسُ مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا تَأَخَّرَ Ve
اَلْإِخْنَاسُ [el-iḣnâs] (hemzenin kesriyle) Geri komak; yukâlu: أَخْنَسَهُ غَيْرُهُ إِذَا خَلَّفَهُ وَمَضَى عَنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı