اَلدُّعْسُقَّةُ [ed-duʹsuḵḵat] (طُرْطُبَّةٌ [ṯurṯubbet] vezninde) Uzun geceye denir; şeb-i yeldâ gibi; yukâlu: لَيْلَةٌ دُعْسُقَّةٌ أَيْ طَوِيلَةٌ
اَلدَّعْسَقَةُ [ed-daʹseḵat] (دَحْرَجَةٌ [daḩrecet] vezninde) Bir kimse üzere hamle ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَعْسَقَ عَلَيْهِمْ إِذَا حَمَلَ Ve develer izdihâmla havuzu çiğneyip bozmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَعْسَقَتِ الْإِبِلُ الْحَوْضَ إِذَا وَطِئَتْهُ وَكَسَرَتْهُ Ve develer bir semte sapmayıp doğru yoluna çekilip gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَعْسَقَتِ الْجِمَالُ إِذَا اسْتَقَامَ وَجْهُهَا Ve bir husûsta renc ve taʹab çekip çalışmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَعْسَقَ فِيهِ إِذَا دَأَبَ Ve beri öte ayak oltası eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: يُدَعْسِقُ فِيهِ أَيْ يُقْبِلُ وَيُدْبِرُ Ve tard eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: دَعْسَقَهُ إِذَا طَرَدَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı