ed-diḵamm ~ اَلدِّقَمُّ

Kamus-ı Muhit - الدقم maddesi

اَلدِّقَمُّ [ed-diḵamm] (هِجَفٌّ [hiceff] vezninde) Vâsiʹ nesneye denir.

اَلدِّقِمُّ [ed-diḵimm] (فِلِزٌّ [filizz] vezninde) Dişleri kırık adama denir; yukâlu: رَجُلٌ دِقِمٌّ أَيِ الْمَكْسُورُ الْأَسْنَانِ

اَلدَّقَمُ [ed-deḵam] (fethateynle) Zarar ve ziyân maʹnâsınadır; yukâlu: بِهِ دَقَمٌ أَيْ ضَرَرٌ Şârih der ki savâb olan ضَزَزٌ [ḋazez]olmaktır zâ΄eyn-i muʹcemeteyn ile ki mahrec-i kelâmı ḋâd harfine vurmaksızın söyleyemez olmak maʹnâsınadır. Ve

دَقَمٌ [deḵam] Bir adamın ön dişleri çürüyüp dökülmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَقِمَ الرَّجُلُ دَقَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا ذَهَبَ مُقَدَّمُ أَسْنَانِهِ

اَلدَّقْمُ [ed-daḵm] (dâl’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Şedîd gam ve endûha denir, gerek borç ve sâ΄ir cihetten olsun; yukâlu: أَخَذَهُ الدَّقْمُ أَيِ الْغَمُّ الشَّدِيدُ مِنْ دَيْنٍ وَغَيْرِهِ Ve

دَقْمٌ [daḵm] Masdar olur, bir adamın dişlerini ufatmak maʹnâsınadır; yukâlu: دَقَمَهُ دَقْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ وَالثَّانِي إِذَا كَسَرَ أَسْنَانَهُ Ve bir adamı ansızın öte kakmak maʹnâsınadır, kezâlik göğsüne kakıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: دَقَمَهُ إِذَا دَفَعَهُ مُفَاجَأَةً وَكَذَا يُقَالُ دَقَمَهُ إِذَا دَفَعَهُ فِي صَدْرِهِ Ve içeride olan kimse üzere rüzgâr girmek maʹnâsınadır; yukâlu: دَقَمَتِ الرِّيحُ عَلَيْهِ إِذَا دَخَلَتْ

Vankulu Lugatı - الدقم maddesi

اَلدَّقْمُ [ed-daḵm] (dâl’ın fethi ve ḵâf’ın sükûnuyla) Bir kimsenin dişlerin ufatmak; yukâlu: دَقَمَ فَاهُ مِثْلُ دَمَقَ عَلَى الْقَلْبِ إِذَا كَسَرَ أَسْنَانَهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı