اَلدُّلَحُ [ed-dulaḩ] (صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Çok terleyen ata denir; yukâlu: فَرَسٌ دُلَحٌ أَيِ الْكَثِيرُ الْعَرَقِ
اَلدَّلْحُ [el-delḩ] (dâl’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) İnsân ve hayvân ağır yük altında adımları açamayıp hurde hurde emekleyerek yürümek maʹnâsınadır; yukâlu: دَلَحَ الرَّجُلُ وَغَيْرُهُ دَلْحًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا مَشَى بِحِمْلِهِ مُنْقَبِضَ الْخَطْوِ لِثِقَلِهِ
اَلدُّلُحُ [ed-duluḩ] (zammeteynle) دَلُوحٌ [delûḩ]un cemʹidir, قَدُومٌ [ḵadûm]un cemʹi قُدُمٌ [ḵudum] geldiği gibi. Ve قَدُومٌ [ḵadûm] külüng dedikleri âlet ki taşçılar istiʹmâl ederler.
اَلدُّلَّحُ [ed-dullaḩ] (dâl’ın zammı ve lâm’ın teşdîdiyle ve fethiyle) دَالِحٌ [dâliḩ]in cemʹi; رَاكِعٌ [râkiʹ]in cemʹi رُكَّعٌ [rukkaʹ] geldiği gibi.
اَلدَّلْحُ [ed-delḩ] (dâl’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve
اَلدُّلُوحُ [ed-dulûḩ] (zammeteynle) Ağır yük altında yürüyüp ağırlığı için adımın vech-i muʹtâd üzere atamamak.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı