اَلدَّلْسُ [ed-dels] (dâl’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) Reng ve hudʹa maʹnâsınadır; tekûlu: مَا لِي فِيهِ دَلْسٌ أَيْ خَدِيعَةٌ
اَلدَّلَسُ [ed-deles] (fethateynle) ve
اَلدُّلْسَةُ [ed-dulset] (dâl’ın zammıyla) Karanlığa denir; yukâlu: أَتَانَا دَلَسَ اللَّيْلِ وَدُلْسَتَهُ أَيْ ظُلْمَتَهُ Ve
دَلَسٌ [deles] Karanlık karışmasına denir; tekûlu: أَتَيْتُهُ دَلَسَ الظَّلاَمِ أَيْ فِي اخْتِلاَطِهِ Ve yaz mevsiminin evâhirinde yeşerip yapraklanan ota denir, ʹalâ-kavlin baʹde’r-raʹy kalan otluk bakiyyesine denir. Cemʹi أَدْلاَسٌ [edlâs] gelir.
اَلدَّلَسُ [ed-deles] (fethateynle) Zulmet maʹnâsınadır. Ve
دَلَسٌ [deles] Şol ota derler ki yaz âhirinde yapraklanır.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı