اَلرُّزَمُ [er-ruzem] (râ’nın zammı ve zâ-yı muʹcemenin fethiyle) Yer üzere sâbit ve kâ΄im olan nesneye denir. Ve arslana denir.
اَلرَّزْمُ [er-rezm] (عَزْمٌ [ʹazm] vezninde) Ölmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَزَمَ الرَّجُلُ رَزْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا مَاتَ Ve bir nesneyi ahz etmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَزَمَ بِالشَّيْءِ أَيْ أَخَذَ بِهِ Ve doğurmak maʹnâsınadır; yukâlu: رَزَمَتِ الْأُمُّ بِهِ إِذَا وَلَدَتْهُ Ve hasmını yenip üstüne çökmek maʹnâsınadır; yukâlu: رَزَمَ عَلَى قِرْنِهِ إِذَا غَلَبَ عَلَيْهِ وَبَرَكَ Ve bir nesneyi toplayıp boğça eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: رَزَمَ الشَّيْءَ رَزْمًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَالْأَوَّلِ إِذَا جَمَعَهُ فِي ثَوْبٍ
اَلرُّزْمُ [er-ruzm] (râ’nın zammı ve zâ’nın fethi ile) Şol nesnedir ki yer üzerinde sâbit ve kâ΄im ola.
اَلرِّزَمُ [er-rizem] (râ’nın kesri ve zâ’nın fethiyle) رِزْمَةٌ [rizmet]in cemʹi, arka yükleri maʹnâsına.
اَلرَّزْمُ [er-rezm] (râ’nın fethi ve zâ’nın sükûnuyla) Bir nesneyi cemʹ etmek; tekûlu: رَزَمْتُ الشَّيْءَ إِذَا جَمَعْتَهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı