اَلْمُزْدَفَرُ [el-muzdefer] (مُزْدَجَرٌ [muzdecer] vezninde) ve
اَلْمُزْفَرُ [el-muzfer] (مُكْرَمٌ [mukrem] vezninde) ve
اَلزَّفْرَةُ [ez-zefret] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) İsmlerdir, göğüs geçirmeğe denir; yukâlu: رَأَيْتُهُ يَزْفِرُ مُزْدَفَرَ الثَّكْلَى وَمُزْفَرَهَا وَزَفْرَتَهَا أَيْ تَنَفُّسَهَا بِشِدَّةٍ Ve mübâlagaten göğüs geçiren adama ıtlâk olunur. Ve
مُزْدَفَرٌ [muzdefer] At kısmının göğüsü içre soluk ihrâc eylediği mevziʹe denir. Ve
زَفْرَةٌ [zefret] Bir şey΄in ortasına denir; yukâlu: زَفْرَةُ الشَّيْءِ أَيْ وَسَطُهُ
اَلزُّفْرَةُ [ez-zufret] (zâ’nın zammı ve fâ’nın sükûnuyla) Atın ortalık yeri, vasatu’l-feres maʹnâsına; yukâlu: إِنَّهُ لَعَظِيمُ الزُّفْرَةِ
اَلزَّفْرَةُ [ez-zefret] (zâ’nın fethi ve fâ’nın sükûnuyla) İsmdir, hımâr çağırması maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı