اَلزَّنْمَةُ [ez-zenmet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) ve
اَلزَّنَمَةُ [ez-zenemet] (fetehâtla) ve
اَلزُّنَمَةُ [ez-zunemet] (هُمَزَةٌ [humezet] vezninde) زَلْمَةٌ [zelmet] ve زَلَمَةٌ [zelemet] ve زُلَمَةٌ [zulemet] maʹnâsınadır ki zikr olundu; yukâlu: هُوَ الْعَبْدُ زَنْمَةً وَزَنَمَةً وَزُنَمَةً أَيْ زَلْمَةً Bu dahi katʹ maʹnâsına olan زَنَمَةٌ [zenemet]-i âtiyeden me΄hûzdur. Ve
زَنَمَةٌ [zenemet] (fetehâtla) Bir nebât adıdır. Ve soyu pâk olan devenin kesilen kulağının parçasına denir ki dibinden kesmeyip öylece küpe tarzında salınıp kalır, soyu pâk olduğuna nişân için ederler.
اَلزَّنِمَةُ [ez-zenimet] (zâ’nın fethi ve nûn’un kesri ile) زَنِمٌ [zenim]in mü΄ennesi.
اَلزَّنْمَةُ [ez-zenmet] (zâ’nın fethi ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلزُّنْمَةُ [ez-zunmet] (zâ’nın zammı ve nûn’un sükûnuyla) ve
اَلزَّنَمَةُ [ez-zenemet] (zâ’nın ve nûn’un fethiyle) ve
اَلزُّنَمَةُ [ez-zunemet] (zâ’nın zammı ve nûn’un fethiyle) Bunlar cümle kadd ve hey΄et maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ الْعَبْدُ زَنْمَةً وَزُنْمَةً وَزَنَمَةً وَزُنَمَةً أَيْ قَدُّهُ قَدُّ الْعَبِيدِ Ve Kisâ΄î eyitti: حَقًّا maʹnâsınadır. Ve
زَنَمَةٌ [zenemet] (fethateynle) Bir nesnedir ki devenin kulağının bir mikdârın kesip asılmışla terk ederler. Ve bunu devenin aʹlâlarında ederler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı