اَلسَّرُورُ [es-serûr] (قَبُولٌ [ḵabûl] vezninde) İsmdir, sevinç maʹnâsına.
اَلسُّرُورُ [es-surûr] (ظُهُورٌ [żuhûr] vezninde) ve
اَلسُّرُّ [es-surr] (sîn’in zammıyla) ve
اَلسُّرَّى [es-surrâ] (بُشْرَى [buşrâ] vezninde) ve
اَلتَّسِرَّةُ [et-tesirret] (تَحِلَّةٌ [taḩillet] vezninde ki semâʹîdir) ve
اَلْمَسَرَّةُ [el-meserret] (mîm’in ve sîn’in fethiyle) bir adamı sevindirmek ve şâdân eylemek maʹnâsınadır; yuḵâlu: سَرَّهُ سُرُورًا وَسُرًّا وَسُرَّى وَتَسِرَّةً وَمَسَرَّةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا أَفْرَحَهُ Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de beyanına göre kalbde münketim olan feraha mahsûs olup baʹdehu taʹmîm olunmuştur; ve yukâlu: سُرَّ هُوَ سُرُورًا عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا فَرِحَ فَهُوَ مَسْرُورٌ
اَلسُّرُورُ [es-surûr] (zammeteynle) Hüznün mukâbili ki sevinmek maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı