اَلسِّلِّجَانُ [es-sillicân] (sîn’in ve lâm-ı müşeddedenin kesriyle صِلِّيَانٌ [ṡilliyân] vezninde) Boğaza denir.
اَلسُّلُّجَانُ [es-sullucân] (sîn’in ve lâm-ı müşeddedenin zammıyla قُمُّحَانٌ [ḵummuḩân] vezninde) Ve
اَلسُّلَّجُ [es-sullec] (sîn’in zammıyla قُبَّرٌ [ḵubber] vezninde) Bir ottur ki otlayan deveyi ishâle uğratır.
اَلسَّلَجَانُ [es-selecân] (fetehâtla) Yutmak maʹnâsınadır; yukâlu: سَلِجَ اللُّقْمَةَ سَلْجًا وَسَلَجَانًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَلَعَهَا
اَلسَّلْجُ [es-selc] (sîn’in fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve
اَلسَّلَجَانُ [es-selecân] (sîn’in ve lâm’ın fethiyle) Bir nesneyi yutmak; yukâlu: سَلِجَ اللُّقْمَةَ يَسْلَجُهَا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا بَلَعَهَا Ve kavluhum: “اَلْأَكْلُ سَلَجَانٌ وَالْقَضَاءُ لَيَّانٌ” Yaʹnî kaçan bir kimse bir kimseden bir nesneyi deyn edinip ekl etse ve sâhibi taleb ettikte yüz döndürüp eğlendirse böyle derler. Ve deve سُلَّجٌ [sullec] demekle maʹrûf otu otlamakla ishâl olmağa dahi derler, ʹalâ-mâ-se-yecî΄u.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı