اَلشِّظَافُ [eş-şiżâf] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Iraklık maʹnâsınadır; yukâlu: بَيْنَهُمَا شِظَافٌ أَيْ بُعْدٌ
اَلشَّظَفُ [eş-şeżaf] (şîn’in ve żâ-yı muʹcemenin fethiyle) ve
اَلشَّظَافُ [eş-şeżâf] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Zîk ve şiddet ve yübûset maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ فِي شَظَفٍ وَشَظَافٍ مِنَ الْعَيْشِ أَيْ ضِيقٍ وَشِدَّةٍ وَيُبْسٍ Ve شَظَفٌ [şeżaf]ın cemʹi شِظَافٌ [şiżâf] gelir şîn’in kesriyle. Ve
شَظَفٌ [şeżaf] Masdar olur, bir kimse şiddet ve müzâyakalı geçinmeğe mübtelâ olmak maʹnâsına; yukâlu: شَظِفَ الرَّجُلُ شَظَفا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ عَيْشُهُ ضَيِّقًا وَشَدِيدًا وَيَابِسًا ve yukâlu: شَظِفَ الْعَيْشُ شَظَفًا Ve bir şahsa atılan ok deri ile etin aralığına saplanmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَظِفَ السَّهْمُ إِذَا دَخَلَ بَيْنَ الْجِلْدِ وَاللَّحْمِ
اَلشَّظَافُ [eş-şeżâf] (şîn’in fethiyle) Bi-maʹnâhu.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı