eş-şiżf ~ اَلشِّظْفُ

Kamus-ı Muhit - الشظف maddesi

اَلشِّظْفُ [eş-şiżf] (şîn’in kesriyle) Kuru ekmeğe denir. Ve ağaçtan olan çiviye denir; cemʹi شِظَفَةٌ [şiżafet] gelir, قِرَدَةٌ [ḵiredet] vezninde.

اَلشَّظْفُ [eş-şażf] (حَذْفٌ [ḩažf] vezninde) Menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَظَفَهُ شَظْفًا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا مَنَعَهُ Ve koçu enemek için hâyesini sıyırıp çekmek yâhûd iki ağaç aralığına kıstırıp sinir ile sarmakla sindirmek maʹnâsınadır; yukâlu: شَظَفَ الْكَبْشَ إِذَا سَلَّ خُصْيَيْهِ أَوْ هُوَ أَنْ تُضَمَّا بَيْنَ عُودَيْنِ وَتُشَدَّا بِعَقَبٍ حَتَّى تَذْبُلاَ Ve

شَظْفٌ [şażf] Değnek parçasına denir.

اَلشَّظِفُ [eş-şeżif] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Maʹnâ-yı evvelden vasftır. Ve bed-hûy adama denir; yukâlu: رَجُلٌ شَظِفٌ أَيِ السَّيِّءُ الْخُلُقِ Ve ceng-âver ve uğraşçı adama denir; yukâlu: رَجُلٌ شَظِفٌ أَيِ الشَّدِيدُ الْقِتَالِ Ve dâ΄imâ şiddetle develere ihtilât eden deveye denir; yukâlu: بَعِيرٌ شَظِفُ الْخِلاَطِ إِذَا كَانَ يُخَالِطُ الْإِبِلَ مُخَالَطَةً شَدِيدَةً

اَلشَّظَفُ [eş-şeżaf] (şîn’in ve żâ-yı muʹcemenin fethiyle) ve

اَلشَّظَافُ [eş-şeżâf] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Zîk ve şiddet ve yübûset maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ فِي شَظَفٍ وَشَظَافٍ مِنَ الْعَيْشِ أَيْ ضِيقٍ وَشِدَّةٍ وَيُبْسٍ Ve شَظَفٌ [şeżaf]ın cemʹi شِظَافٌ [şiżâf] gelir şîn’in kesriyle. Ve

شَظَفٌ [şeżaf] Masdar olur, bir kimse şiddet ve müzâyakalı geçinmeğe mübtelâ olmak maʹnâsına; yukâlu: شَظِفَ الرَّجُلُ شَظَفا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا كَانَ عَيْشُهُ ضَيِّقًا وَشَدِيدًا وَيَابِسًا ve yukâlu: شَظِفَ الْعَيْشُ شَظَفًا Ve bir şahsa atılan ok deri ile etin aralığına saplanmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَظِفَ السَّهْمُ إِذَا دَخَلَ بَيْنَ الْجِلْدِ وَاللَّحْمِ

Vankulu Lugatı - الشظف maddesi

اَلشَّظِفُ [eş-şeżif] (şîn’in fethi ve żâ’nın kesri ile) Şol devedir ki deve sürüsüne ihtilâtı ziyâde ola; yukâlu: بَعِيرٌ شَظِفُ الْخِلَاطِ أَيْ تُخَالِطُ الْإِبِلَ مُخَالَطَةً شَدِيدَةً

اَلشَّظَفُ [eş-şeżaf] (şîn’in ve żâ-i muʹcemenin fethiyle) Şiddet ve müzâyaka, ضَفَفٌ [ḋafaf] gibi ḋâd-ı muʹceme ve fethateynle. Ve

شَظَفٌ [şeżaf] Ok etle deri arasına girmeğe dahi derler; yukâlu: شَظِفَ السَّهْمُ إِذَا دَخَلَ بَيْنَ الْجِلْدِ وَاللَّحْمِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı