اَلشَّيُوعُ [eş-şeyûʹ] (صَبُورٌ [ṡabûr] vezninde) Odun tutrağına denir, وَقُودٌ [veḵûd] ve ضِرَامٌ [ḋirâm] maʹnâsına.
اَلشَّيْعُ [eş-şeyʹ] (بَيْعٌ [beyʹ] vezninde) ve
اَلشُّيُوعُ [eş-şuyûʹ] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْمَشَاعُ [el-meşâʹ] (مَتَاعٌ [metâʹ] vezninde) ve
اَلشَّيْعُوعَةُ [eş-şeyʹûʹat] (دَيْمُومَةٌ [deymûmet] vezninde) ve
اَلشَّيَعَانُ [eş-şeyeʹân] (fetehâtla) Bir nesne nâs içre yayılıp fâş ve âşikâre olmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاعَ الْخَبَرُ يَشِيعُ شَيْعًا وَشُيُوعًا وَمَشَاعًا وَشَيْعُوعَةً وَشَيَعَانًا إِذَا ذَاعَ وَفَشَا
اَلشُّيُوعُ [eş-şuyûʹ] (zammeteynle) Bi-maʹnâhu. Bu kelimenin vürûduna Cevherî şüyûʹuna binâ΄en taʹarruz etmemiştir. Ve
شُيُوعٌ [şuyûʹ] İhâta maʹnâsına dahi istiʹmâl olunur; ve minhu kavluhum: شَاعَكُمُ السَّلَامُ كَمَا تَقُولُ عَلَيْكُمُ السَّلَامُ وَهَذَا إِنَّمَا يَقُولُهُ الرَّجُلُ لِأَصْحَابِهِ إِذَا أَرَادَ أَنْ يُفَارِقَهُمْ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı