eṯ-ṯuben ~ اَلطُّبَنُ

Kamus-ı Muhit - الطبن maddesi

اَلطُّبْنُ [eṯ-ṯubn] (ṯâ’nın zammıyla) Tanbûra yâhûd lavtaya denir; tekûlu: رَأَيْتُهُ يَضْرِبُ الطُّبْنَ أَيِ الطُّنْبُورَ أَوِ الْعُودَ

اَلطَّبِنُ [eṯ-ṯabin] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) ve

اَلطَّابِنُ [eṯ-ṯâbin] (صَاحِبٌ [ṡâḩib] vezninde) Fetânetli müdrik adama denir.

اَلطَّبَنُ [eṯ-ṯaben] (fethateynle) ve

اَلطَّبَانَةُ [eṯ-ṯabânet] (سَلَامَةٌ [selâmet] vezninde) ve

اَلطَّبَانِيَةُ [eṯ-ṯabâniyet] (كَرَاهِيَةٌ [kerâhiyet] vezninde) ve

اَلطُّبُونَةُ [eṯ-ṯubûnet] (عُمُومَةٌ [ʹumûmet] vezninde) Fehm ve idrâk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: طَبِنَ لَهُ وَطَبَنَ طَبْنًا وَطَبَانَةً وَطَبَانِيَةً وَطُبُونَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالثَّانِي إِذَا فَطِنَ لَهُ

اَلطَّبْنُ [eṯ-ṯabn] (ṯâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla ve fethiyle) Nâstan cemʹ-i kesîre denir; yukâlu: جَاءَ طَبْنٌ مِنَ النَّاسِ أَيْ جَمْعٌ كَثِيرٌ Ve

طَبْنٌ [ṯabn] (ṯâ’nın harekât-ı selâsıyla ve صُرَدٌ [ṡurad] vezninde) Bir gûne laʹib ismidir ki Fârisîde ona sedere denir; Türkîde dokurcun dedikleri oyundur. ʹArabîde قِرْقٌ [ḵirḵ] dahi denir. Ve kerkes ve yırtıcı cânver tutmak için kapana ve tuzağa kodukları cîfeye denir.

Vankulu Lugatı - الطبن maddesi

اَلطُّبَنُ [eṯ-ṯuben] (ṯâ’nın zammı ve bâ’nın fethiyle) Cemʹi, zikr olunan oyunlar maʹnâsına, صُبْرَةٌ [ṡubret] ile صُبَرٌ [ṡuber] gibi. Ve صُبْرَةٌ [ṡubret] çite derler ki çubuktan örerler.

اَلطَّبِنُ [eṯ-ṯabin] (ṯâ’nın fethi ve bâ’nın kesriyle) ʹÂkıl ve hâzık olan kimse.

اَلطَّبَنُ [eṯ-ṯaben] (fethateynle) Bir nesneyi idrâk etmek, fıtnat maʹnâsına; yukâlu: طَبِنَ لَهُ يَطْبَنُ طَبَنًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ

اَلطَّبْنُ [eṯ-ṯabn] (ṯâ’nın fethi ve bâ’nın sükûnuyla) Âteşi söyünmesin diye gömmek; tekûlu: طَبَنْتُ النَّارَ إِذَا دَفَنْتَهَا لِئَلَّا تَطْفَأَ Ve

طَبْنٌ [ṯabn] Mechûlü’l-hâl makâmında dahi istiʹmâl olunur; yukâlu: مَا أَدْرِي أَيُّ الطَّبْنِ هُوَ أَيْ أَيُّ النَّاسِ هُوَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı