اَلظَّرَبُ [eż-żarab] (طَرَبٌ [ṯarab] vezninde) Yapışmak maʹnâsınadır; yukâlu: ظَرِبَ بِهِ ظَرَبًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا لَصِقَ بِهِ
اَلظَّرِبُ [eż-żarib] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Yerde sövelip domalan iri taşa ve kayaya denir ki ucu yalman gibi sivri ve keskin ola; ʹalâ-kavlin yüksek ve sivri olmayıp döşekli yastım dağa denir yâhûd küçük dağa denir. Cemʹi ظِرَابٌ [żirâb] gelir سِهَامٌ [sihâm] gibi.
اَلظُّرُبُّ [eż-żurubb] (عُتُلٌّ [ʹutull] vezninde) Galîzü’l-cüsse topaç bodura denir; yukâlu: رَجُلٌ ظُرُبٌّ أَيْ قَصِيرٌ غَلِيظٌ
اَلظَّرِبُ [eż-żarib] (żâ’nın fethi ve râ’nın kesriyle) ظِرَابٌ [żirâb]ın müfredidir.
اَلظُّرُبُّ [eż-żurubb] (żâ’nın ve râ’nın zammı ve bâ’nın teşdîdiyle عُتُلٌّ [ʹutull] gibi) Kısa boylu ve etli olan kimse. Ve عُتُلٌّ [ʹutull] ʹayn-ı mühmelenin ve tâ-i müsennâtın zammıyla galîz ve câfî olan kimsedir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı