اَلْعَجْمَةُ [el-ʹacmet] (تَمْرَةٌ [temret] vezninde) Çekirdekten yetişmiş hurmâ ağacına denir. Ve pek ve yalçın kayaya denir; cemʹi عَجَمَاتٌ [ʹacemât] gelir fetehâtla.
اَلْعُجْمَةُ [el-ʹucmet] (ʹayn’ın zammı ve kesriyle) Kelâmı fesâhat ve beyân üzere edâ edemeyip taʹkîd ve ibhâmla tekellüme denir ki dil tutkunluğu taʹbîr olunur. Ve kum yığınına yâhûd çok kumluğa denir.
اَلْعَجَمَةُ [el-ʹacemet] (fethateynle) Bir çekirdek maʹnâsına قَصَبَةٌ [ḵaṡabet] ile قَصَبٌ [ḵaṡab] gibi; yukâlu: لَيْسَ لِهَذَا الرُّمَّانِ عَجَمٌ Kâle Yaʹḵûb: وَالْعَامَّةُ تَقُولُ عَجْمٌ بِالتَّسْكِينِ Ve
عَجَمٌ [ʹacem] ʹArab olmayana da derler. Ve
عَجَمٌ [ʹacem] Çekirdekten biten hurmâ ağacına dahi derler.
اَلْعُجْمَةُ [el-ʹucmet] (vezn-i mezbûr üzere) Kelâm vâzıh olmamak; yukâlu: فِي لِسَانِهِ عُجْمَةٌ Ve
عُجْمَةُ الرَّمْلِ [ʹucmetu’r-reml] Kumun âhirine dahi derler.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı