el-ʹurub ~ اَلْعُرُبُ

Kamus-ı Muhit - العرب maddesi

اَلْعَرْبُ [el-ʹarb] (ʹayn’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla ve fethateynle câ΄izdir) Cünbüş ve şevk ve neşât maʹnâsınadır; yukâlu: بِهِ عَرْبٌ أَيْ نَشَاطٌ Ve

عَرْبٌ [ʹarb] (râ’nın sükûnuyla) Yemek, ekl maʹnâsınadır; yukâlu: عَرَبَ الطَّعَامَ عَرْبًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَكَلَهُ

اَلْعِرْبُ [el-ʹirb] (ʹayn’ın kesriyle) بُهْمَى [buhmâ] yaʹnî kedi otu ve ebe pisiği dedikleri otun kurusuna denir.

اَلْعُرْبُ [el-ʹUrb] (ʹayn’ın zammı ve râ’nın sükûnuyla) ve

اَلْعَرَبُ [el-ʹArab] (fethateynle) ʹAcemin hilâfı olan tâ΄ife-i insânîdir. Burada ʹacemden murâd mâ-ʹadâ-yı ʹArabdır ki Türk ve Fürs ve Rûm ve Hindî ve sâ΄ir tavâ΄iftir. Ve عَرَبٌ [ʹArab] kelimesi mü΄ennestir, طَائِفَةٌ [ṯâ΄ifet] te΄vîliyle; yukâlu: اَلْعَرَبُ الْعَارِبَةُ وَالْعَرَبُ الْعَرْبَاءُ Ve عَرَبٌ [ʹArab] sükkân-ı emsâr yaʹnî beldelerde sâkin olanlarına muhassastır; ʹalâ-kavlin beledî ve bedevîye şâmildir. Ve

أَعْرَابٌ [Aʹrâb] Ki hemzenin fethiyle cemʹ sûretindedir yâhûd fi’l-asl cemʹdir, bâdiye-nişîn olanlarına ıtlâk olunur ki bedevî taʹbîr olunur. Bunun müfredi yoktur, أَعَارِيبُ [eʹârîb] üzere cemʹlenir.

Vankulu Lugatı - العرب maddesi

اَلْعُرُبُ [el-ʹurub] (zammeteynle) عَرُوبٌ [ʹarûb] cemʹidir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿عُرُبًا أَتْرَابًا﴾ (الواقعة 37) Ve أَتْرَابٌ [etrâb] تِرْبٌ [tirb] cemʹidir, kesr-i tâ ile yaşdaş maʹnâsına.

اَلْعِرْبُ [el-ʹirb] (ʹayn’nın kesriyle ve râ’nın sükûnuyla) بُهْمَى [buhmâ] dedikleri dikenin kurusudur.

اَلْعَرَبُ [el-ʹArab] (fethateynle) Nâstan bir tâ΄ifedir, ona nisbet olundukta عَرَبِيٌّ [ʹArabiyy] dersin. Ve fâsid olmağa derler; yukâlu: عَرِبَتْ مَعِدَتُهُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ فَسَدَ وَعَرِبَ الْجُرْحُ أَيْضًا أَيْ نَكَسَ

اَلْعَرَبُ [el-ʹArab] Vâhidun ke-: اَلْعُجْم [el-ʹucm] ve اَلْعَجَم [el-ʹacem].

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı