اَلْعَلْيُ [el-ʹaly] (ظَبْيٌ [żaby] vezninde) Bu dahi yüksek mahalle denir.
اَلْعِلِيُّ [el-ʹiliyy] (kesreteynle ve yâ’nın teşdîdiyle) Yüksekliğe denir; yukâlu: بِهِ عِلِيٌّ أَيْ عُلُوٌّ
اَلْعِلْيَةُ [el-ʹilyet] ve
اَلْعِلْيُ [el-ʹily] (ʹayn’ların kesriyle) Ecille vü eşrâf-ı nâsa denir; عَلِيٌّ [ʹaliyy] kelimesinin cemʹleridir ki غَنِيٌّ [ġaniyy] veznindedir; yukâlu: هُمْ عِلْيَةُ النَّاسِ وَعِلْيُهُمْ أَيْ جِلَّتُهُمْ
اَلْعَلِيُّ [el-ʹaliyy] (غَنِيٌّ [ġaniyy] vezninde) İsm-i fâʹildir, yüksek ve bülend nesneye denir. Ve şedîd ve kavî adama ıtlâk olunur. Bu maʹnâ iʹtibârıyla baʹzı kimseler tesmiye olundu: ʹAlî el-Murtaḋâ gibi, kerremallâhu vechehu.
اَلْعَلْيُ [el-ʹaly] (ʹayn’ın fethi ve lâm’ın sükûnuyla) ve
اَلْعُلِيُّ [el-ʹuliyy] (عُتِيٌّ [ʹutiyy] vezninde) Yukarıya ağmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَلَى السَّطْحَ يَعْلِيهِ عَلْيًا وَعُلِيًّا إِذَا صَعِدَهُ
اَلْعَلِيُّ [el-ʹaliyy] (ʹayn’ın fethi ve yâ’nın teşdîdiyle) Refîʹ olan kimse.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı