el-fellâḩ ~ اَلْفَلَّاحُ

Kamus-ı Muhit - الفلاح maddesi

اَلْفَلاَّحُ [el-fellâḩ] (شَدَّادٌ [şeddâd] vezninde) Gemici tâ΄ifesine denir, مَلاَّحٌ [mellâḩ] maʹnâsına, gemi ile şakk-ı bahr ettikleri için. Ve ekinciye denir, أَكَّارٌ [ekkâr] maʹnâsına, şakk-ı arz ettikleri için. Mükârîye denir, şakk-ı mesâfe ettikleri için.

اَلْفَلَحُ [el-felaḩ] (fethateynle) ve

اَلْفَلاَحُ [el-felâḩ] (سَحَابٌ [seḩâb] vezninde) Fevz ve zafer maʹnâsınadır. Ve necât ve halâs maʹnâsınadır. Ve hayr ve naʹîmde ve refâh ve râhatta dâ΄im ve bâkî olmağa denir. Ve sahûra ıtlâk olunur ki ramazânda temcîd-i taʹâmdır, savmın bekâsına sebeb olduğu için. Bu maʹnâlarda فَلاَحٌ [felâḩ] إِفْلاَحٌ [iflâḩ]tan ismdir, نَجَاحٌ [necâḩ] إِنْجَاحٌ [incâḩ]tan ism olduğu gibi. Ve فَلَحٌ [felaḩ] فَلاَحٌ [felâḩ]tan muhaffeftir.

Vankulu Lugatı - الفلاح maddesi

اَلْفَلَّاحُ [el-fellâḩ] (fâ’nın fethi ve lâm’ın teşdîdiyle) Ekinci, حَرَّاثٌ [ḩarrâšamp;] maʹnâsına. Ve ekinci olan kimse ekin için yeri şakk ettiğine binâ΄en فَلَّاحٌ [fellâḩ] dediler.

اَلْفَلَاحُ [el-felâḩ] (fâ’nın fethi ve lâm’ın tahfîfiyle) Bir nesneye erişmek ve bâkî olmak ve necât bulmak. Ve

فَلَاحٌ [felâḩ] Seher vaktinde yenen taʹâma dahi derler; zîrâ savmın bekâsı sahûr iledir. Ve fi’l-hadîsi: “حَتَّى خِفْنَا أَنْ يَفُوتَهَا السَّحُورُ” ve yukâlu: حَيَّ عَلَى الْفَلَاحِ أَيِ النَّجَاةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı