اَلْفُقُمُ [el-fuḵum] (zammeteynle) Ağıza denir, فَمٌ [fem] maʹnâsına.
اَلْفَقِمُ [el-feḵim] (كَتِفٌ [ketif] vezninde) Dâ΄imâ hasımlarına gâlib olan şîr-merd adama denir; yukâlu: رَجُلٌ فَقِمٌ فَهِمٌ إِذَا كَانَ يَعْلُو الْخُصُومَ [Ve] فَهِمٌ [fehim] kelimesi müzâvece içindir, niteki لَقِمٌ لَهِمٌ dahi derler.
اَلْفَقْمُ [el-faḵm] (fâ’nın fethiyle ve zammıyla) Çeneye denir, ʹalâ-kavlin çenelerin birine denir,;ikisine فَقْمَانِ [faḵmân] denir. Ve kelb kısmının burnunun ucuna denir. Ve masdar olur, bir adamın çenesinden kavrayıp tutmak maʹnâsına; yukâlu: فَقَمَهُ فَقْمًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا أَخَذَ بِفَقْمِهِ Ve cimâʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَقَمَ الْمَرْأَةَ إِذَا نَكَحَهَا
اَلْفَقَمُ [el-feḵam] (fâ’nın ve ḵâf’ın fethiyle) Dolmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقِمَ الْإِنَاءُ فَقَمًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا امْتَلَأَ Ve
فَقَمٌ [feḵam] ve
فَقْمٌ [faḵm] (ḵâf’ın sükûnuyla) Bir adamın üst dişleri ilerice olmakla alt dişlere râst kapanmayıp aşırı olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقِمَ الرَّجُلُ فَقَمًا وَفَقْمًا مِنَ الْبَابِ الْمَزْبُورِ إِذَا كَانَتْ ثَنَايَاهُ الْعُلْيَا مُتْقَدِّمَةً فَلَا يَقَعُ عَلَى السُّفْلَى Ve
فَقَمٌ [feḵam] (fethateynle) Taşkın sürûr ve neşâtla poturlanmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقِمَ الرَّجُلُ إِذَا أَشِرَ وَبَطِرَ Ve bir adamın mâlı tükenmek yâhûd çoğalmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: فَقِمَ مَالُهُ إِذَا نَفِدَ أَوْ كَثُرَ Ve
فَقْمٌ [faḵm] (ḵâf’ın sükûnuyla) ve
فُقُومٌ [fuḵûm] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) Bir mâdde istikâmet üzere olmayıp kec ü mec olmak maʹnâsınadır ki netîce ve encâmı râst ve dürüst gelmez; yukâlu: فَقِمَ الْأَمْرُ فَقَمًا وَفَقْمًا وَفُقُومًا إِذَا لَمْ يَجْرِ عَلَى اسْتِوَاءٍ Ve bir iş ʹazîm ve düşvâr olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَقِمَ الْأَمْرُ إِذَا عَظُمَ Ve
فَقَمٌ [feḵam] (fethateynle) Bıkmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَكَلَ حَتَّى فَقِمَ أَيْ بَشِمَ
اَلْفُقْمُ [el-fuḵm] (fâ’nın zammı ve ḵâf’ın sükûnuyla) Çene, لَحْيٌ [laḩy] maʹnâsına. Ve fi’l-hadîsi: “مَنْ حَفِظَ مَا بَيْنَ فُقْمَيْهِ” أَيْ مَا بَيْنَ لُحْيَيْهِ
اَلْفَقَمُ [el-feḵam] (fethateynle) Ön dişlerinin aşağısı ileri olup üst dişleri üzerine râst gelmeğe derler. Ve
فَقَمٌ [feḵam] Bir nesne dolmağa dahi derler, imtilâ΄ maʹnâsına, İbn Dureyd rivâyeti üzere; yukâlu: أَصَابَ مِنَ الْمَاءِ حَتَّى فَقِمَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı