الْقَيْءُ [el-ḵay΄] (ḵâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kusmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَاءَ الرَّجُلُ يَقِيءُ قَيْئًا أَي اِسْتَفْرَغَ مَا فِي الْجَوْفِ ve yukâlu: هَذَا ثَوْبٌ يَقِيءُ الصِّبْغَ أَيْ مُشْبَعٌ Yaʹnî “Şu libâs şol derecede boyaya doymuştur ki kemâl-i imtilâsından gûyâ ki boyayı kusmak ister.”
اَلْقَيْءُ [el-ḵay΄] (ḵâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Kusmak; yukâlu: قَاءَ يَقِيءُ قَيْئًا Ve fi’l-hadîsi: “اَلرَّاجِعُ فِي هِبَتِهِ كَالرَّاجِعِ فِي قَيْئِهِ”
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı