el-ḵuyyel ~ اَلْقُيَّلُ

Kamus-ı Muhit - القيل maddesi

اَلْقَيْلُ [el-ḵayl] (ḵâf’ın fethiyle) Bu dahi Ḩimyer kabîlesinin meliklerine ıtlâk olunur. Aslı قَيِّلٌ idi, فَيْعِلٌ [feyʹil] vezninde; nâfiz olduğu için ıtlâk olunmuştur; cemʹi أَقْوَالٌ [aḵvâl]dir aslına mebnî ve أَقْيَالٌ [aḵyâl] gelir lafzına mebnî أَرْيَاحٌ [eryâḩ] gibi.

Vankulu Lugatı - القيل maddesi

اَلْقُيَّلُ [el-ḵuyyel] (ḵâf’ın zammı ve yâ’nın fethi ve teşdîdiyle) Kezâlik cemʹi.

اَلْقَيْلُ [el-ḵayl] (ḵâf’ın fethi ve yâ’nın sükûnu ile) Ḩimyer beglerinden melik-i aʹzamın altı, yanında olan beğdir.

اَلْقِيلُ [el-ḵîl] ve

اَلْقَالُ [el-ḵâl] (ḵâf’in kesri ve meddiyle evelde ve حَالٌ [ḩâl] vezni üzere sânîde) İsmlerdir, kelimât maʹnâsında; yukâlu: كَثُرَ الْقِيلُ وَالْقَالُ Ve fi’l-hadîsi: نَهَى عَنْ قِيلٍ وَقَالٍ” وَفِي حَرْفِ عَبْدِ اللهِ “ذَلِكَ عِيسَى بْنُ مَرْيَمَ قَوْلَ الْحَقِّ الَّذِي فِيهِ يَمْتَرُونَ” Ve

قَالٌ [ḵâl] Şol ağaca dahi derler ki onunla oğlancıklar bir karış mikdârı bir ağaç pâresin vurup oynarlar. Ve o küçük ağaca lisân-ı ʹArabda قُلَةٌ [ḵulet] derler, ḵâf’ın zammı ve lâm’ın tahfîfiyleve Türkîde çelik derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı