el-kurm ~ اَلْكُرْمُ

Kamus-ı Muhit - الكرم maddesi

اَلْكَرَمُ [el-kerem] (fethateynle) Nefâset ve ʹizzet ve şeref maʹnâsınadır ki lü΄m ve hasâset mukâbilidir; yukâlu: بِهِ كَرَمٌ أَيْ ضِدُّ لُؤْمٍ

اَلْكَرْمُ [el-kerm] (kâf’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Yaş üzüme denir عِنَبٌ [ʹineb] maʹnâsına; ve fi’l-hadîsi: “لَا تُسَمُّوا الْعِنَبَ اَلْكَرْمَ فَإِنَّمَا الْكَرْمُ الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ” Maʹlûm ola ki üzüme كَرْمٌ [kerm] ıtlâkı şırasından ittihâz olunan hamr, kerem ve sehâ hasletine muharrik ve sâ΄ik olduğuna mebnîdir. Fi’l-asl vasf olarak كَرْمٌ [kerem] ıtlâk olunmuştu fethateynle, baʹdehu tahfîfen râ’yı iskân kılındı. Kaldı ki كَرَمٌ [kerem]-i hakîkî Hazret-i Kerîm-i Vehhâb celle şânuhu sıfatıdır, baʹdehu mü΄min ve müslim sıfatıdır. Ve vech-i mezkûr üzere mübâlagaten mevsûf makâmına kâ΄im oldu. Pes Nebiyy-i ekrem sallallâhu ʹaleyhi ve sellem hazretlerinin عِنَبٌ [ʹineb]e كَرْمٌ [kerm] tesmiyesinden nehy eylemeleri hakîkate mahmûl olmayıp belki vech-i âtîye remz ve işârettir, yaʹnî كَرْمٌ [kerm] mâddesinden müştakk ve me΄hûz olan ism ile müsemmâ işbu nevʹ-i ʹineb ism-i mezbûr ile tesmiyeye lâyık değildir, belki ona müslim ve müttakî ve mü΄min kısmı ehakk ve evlâdır, husûsan Hazret-i Bârî ʹazze şânuhu ismiyle müşârekete gayret ve ʹasabiyyet muktezâsı bir vechle te΄hîl eylemek revâ değildir, lâ-siyyemâ ondan menhî olan hamr ittihâz olunur olmakla ism-i merkûma bir türlü münâsib değildir, belki جَفْنَةٌ [cefnet] ve حَبَلَةٌ [ḩabelet] ve زَرْجُونٌ [zercûn] gibi ismler ile tesmiye eylemek münâsibdir, pes كَرْمٌ [kerm] mâddesinden me΄hûz ism ancak müslim ve mü΄mine lâyıktır; فَإِنَّمَا الْكَرْمُ الرَّجُلُ الْمُسْلِمُ kavl-i şerîfi فَإِنَّمَا الْمُسْتَحِقُّ لِلْإِسْمِ الْمُشْتَقِّ مِنَ الْكَرَمِ اَلْمُسْلِمُ sebkindedir. Hulâsâsı ıtlâkı nehy olmayıp istihkâkı nehy olur. Şârih der ki bu mâddelerde ʹinebden murâd üzümün asmasıdır ki tevek taʹbîr olunur ve hâlen elsine-i nâsta كَرْمٌ [kerm] üzüm bağında müstaʹmeldir. Ve

كَرْمٌ [kerm] Kılâdeye denir; yukâlu: جَاءَتْ وَفِي عُنُقِهَا كَرْمٌ أَيْ قِلَادَةٌ Ve molozdan ve taşlardan pâkîze olan arza ıtlâk olunur. Ve boğmak taʹbîr olunan gerdanlıktan bir nevʹin ismidir. Baʹzılar dedi ki بَنَاتُ كَرْمٍ [benâtu kerm] bir gûne nisvân pîrâyesidir ki Câhiliyye’de ittihâz ve istiʹmâl ederler idi. Cemʹi كُرُومٌ [kurûm] gelir.

Vankulu Lugatı - الكرم maddesi

اَلْكُرْمُ [el-kurm] (kâf’ın zammı ve râ’nın sükûnuyla) Kezâlik hürmet maʹnâsınadır, كَرَامَةٌ [kerâmet] gibi, İbnu’s-Sikkît rivâyeti üzere; yukâlu: نَعَمْ وَحُبًّا وَكُرْمًا

اَلْكَرَمُ [el-kerem] (fethateynle) Levmin yaʹnî bed-nâm olanın mukâbilidir. Ve bulut yağmur getirmeğe dahi derler; yukâlu: كَرُمَ السَّحَابُ إِذَا جَاءَ بِالْغَيْثِ

اَلْكَرْمُ [el-kerm] (kâf’ın fethi ve râ’nın sükûnuyla) Üzüm çubuğu, tevek maʹnâsına. Ve

كَرْمٌ [kerm] Kılâdeye dahi derler; yukâlu: رَأَيْتُ فِي عُنُقِهَا كَرْمًا حَسَنًا مِنْ لُؤْلُؤٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı