اَلتِّكْلَامُ [et-tiklâm] ve
اَلتِّكْلَامَةُ [et-tiklâmet] (tâ’ların kesri ve kâf’ların sükûnuyla ve kâf’ların kesri ve lâm’ların teşdîdleriyle de lügattir) ve
اَلْكَلْمَانِيُّ [el-kelmâniyy] (سَلْمَانِيٌّ [selmâniyy] vezninde ve lâm’ın fethiyle de lügattir) ve
اَلْكِلِّمَانِيُّ [el-killimâniyy] (kâf’ın ve lâm-ı müşeddedenin kesriyle) ve
اَلْكِلِمَّانِيُّ [el-kilimmâniyy] (kesreteynle ve mîm’in teşdîdiyle ve bu iki ahîrenin nazîrleri yoktur) Cümlesi her kelâmı ceyyid ve pâkîze ve münakkah fasîh ve sühanver adama denir. Baʹzılar dedi ki كِلمانِيٌّ [killimâniyy - kilimmâniyy] ki kesreteynle ve mîm’in teşdîdiyle çok sözlü pür-gûy adama denir; mü΄ennesi كِلِّمَانِيَّةٌ [killimâniyyet]tir.
اَلْكَلَمَانِيُّ [el-kelemâniyy] (fethateynle ve yâ’nın teşdîdiyle) Fasîhü’l-kelâm olan kimse, مِنْطِيقٌ [minṯîḵ] maʹnâsına, kesr-i mîm’le.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı