اَللَّغْطُ [el-laġṯ] (lâm’ın fethi ve ġayn-ı muʹcemenin sükûnu ve fethiyle) Gırîv ve feryâd ve şamataya denir. ʹAlâ-kavlin neye mebnî ve ne olduğu münfehim olmayan asvât-ı mübhemeye denir. Cemʹi أَلْغَاطٌ [elġâṯ] gelir; tekûlu: سَمِعْتُ لَغْطَ الْقَوْمِ أَيْ صَوْتَهُمْ وَجَلَبَتَهُمْ أَوْ هُوَ أَصْوَاتٌ مُبْهَمَةٌ لاَ تُفْهَمُ Ve
لَغْطٌ [laġṯ] (ġayn’ın sükûnuyla) Masdar olur, nâs gırîv ve feryâd eylemek maʹnâsına; yukâlu: لَغَطَ الْقَوْمُ لَغْطًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا صَوَّتُوا Ve
لَغْطٌ [laġṯ] ve
لَغِيطٌ [leġîṯ] Güvercin ve bağırtlak kuşu ötmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَغَطَ الْحَمَامُ وَالْقَطَاةُ لَغْطًا وَلَغِيطًا إِذَا صَوَّتَا Ve
لَغَطٌ [leġaṯ] Evin taşra kapısının önüne denir; tekûlu: رَأَيْتُهُ يَقْعُدُ اللَّغَطَ أَيْ فِنَاءَ الْبَابِ
اَللَّغَطُ [el-leġaṯ] (fethateynle) Çağırmak ve gavgâ ve galebe etmektir.
اَللَّغْطُ [el-laġṯ] (lâm’ın fethi ve ġayn’ın sükûnuyla) ve
اَللِّغَاطُ [el-liġâṯ] (lâm’ın kesriyle) Bunlar dahi çağırıp gavgâ ve galebe etmek maʹnâsınadır; yukâlu: لَغَطُوا يَلْغَطُونَ لَغَطًا وَلِغَاطًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı