اَللَّهْوُ [el-lehv] (سَهْوٌ [sehv] vezninde) Oyun oynamak maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَا زَيْدٌ يَلْهُو لَهْوًا إِذَا لَعِبَ Şârih der ki asl لَهْوٌ [lehv] insânı mühimm ve mâ-yaʹnîden sarf eden nesne ile meşgûl olmak maʹnâsınadır ki laʹib ondan ehasstır. Ve
لَهْوٌ [lehv] ve
لُهُوٌّ [luhuvv] (سُمُوٌّ [sumuvv] vezninde) Bir nesneden pek hoşlanmakla ona meftûn olup dâ΄imâ onunla avunup kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: لَهَتِ الْمَرْأَةُ بِحَدِيثِ الرَّجُلِ لَهْوًا وَلُهُوًّا إِذَا أَنِسَتْ بِهِ وَأَعْجَبَهَا
اَللَّهُوُّ [el-lehuvv] (lâm’ın fethi ve hâ’nın zammı ve vâv’ın teşdîdiyle فَعُولٌ [faʹûl] vezni üzere) Terk edici kimse; yukâlu: فُلَانٌ لَهُوٌّ عَنِ الْخَيْرِ
اَللَّهْوُ [el-lehv] (lâm’ın fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Bir nesne ile oynamak; tekûlu: لَهَوْتُ بِالشَّيْءِ أَلْهُو لَهْوًا إِذَا لَعِبْتَ بِهِ Ve gâh olur لَهْوٌ [lehv] cimâʹdan kinâyet olurve gâh olur ʹavretten kinâyet olur, ke-mâ kâlallâhu taʹâlâ: ﴿لَوْ أَرَدْنَا اَنْ نَتَّخِذَ لَهْوًا لَاتَّخَذْنَاهُ﴾ (الأنبياء، 17) قَالُوا أَيِ امْرَأَةً وَقِيلَ وَلَدًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı