el-muşeffir ~ اَلْمُشَفِّرُ

Kamus-ı Muhit - المشفر maddesi

اَلْمُشَفِّرُ [el-muşeffir] (مُحَدِّثٌ [muḩaddišamp;] vezninde) Darca ve azca olan dirliğe denir; yukâlu: عَيْشٌ مُشَفِّرٌ أَيْ ضَيِّقٌ قَلِيلٌ

اَلْمِشْفَرُ [el-mişfer] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde ve مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde câ΄izdir) Hâssaten deve kısmının dudağına denir; cemʹi مَشَافِرُ [meşâfir]dir. Ve gâh olur ki insânın dudağında dahi istiʹmâl olunur; ve minhu’l-meselu: “أَرَاكَ بَشَرٌ مَا أَحَارَكَ مِشْفَرٌ” أَيْ أَغْنَاكَ الظَّاهِرُ عَنْ سُؤَالِ الْبَاطِنِ لِأَنَّكَ إِذَا رَأَيْتَ بَشَرَهُ سَمِينًا كَانَ أَوْ هَزِيلاً اِسْتَدْلَلْتَ بِهِ عَلَى كَيْفِيَّةِ أَكْلِهِ Zâhir-i hâl bâtınından mugnî olmakla keyfiyyet-i bâtıniyyesini su΄âle hâcet yoktur diyecek yerde îrâd olunur. Bu mesel: “اَلظَّاهِرُ عُنْوَانُ الْبَاطِنِ” meselinin mefhûmuna akrebdir. Ve

مِشْفَرٌ [mişfer] Menʹat ve kuvvet maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: هُوَ ذُو مِشْفَرٍ أَيْ مَنْعَةٍ Ve yavuzluk, şiddet ve tündî maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: رَجُلٌ ذُو مِشْفَرٍ أَيْ شِدَّةٍ Ve arzdan ve kumluktan bir kıtʹaya ıtlâk olunur.

Vankulu Lugatı - المشفر maddesi

اَلْمِشْفَرُ [el-mişfer] (mîm’in kesriyle ve şîn’in sükûnu ve fâ’nın fethiyle) Deve dudağına derler, nitekim جَحْفَلَةٌ [caḩfelet] cîm’in ve fâ’nın fethiyle ve mâ-beynde ḩâ-i mühmelenin sükûnuyla at dudağına derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı