اَلْمَعْقُ [el-maʹḵ] (mîm’in fethiyle) Bir nesneyi şiddetle içmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَقَ الْمَاءَ مَعْقًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ إِذَا شَرِبَهُ شَدِيدًا Ve
مَعْقٌ [maʹḵ] Otsuz kır yere denir; yukâlu: نَزَلُوا فِي مَعْقٍ أَيْ أَرْضٍ بِلَا نَبَاتٍ Ve
مَعْقٌ [maʹḵ] (mîm’in fethi ve zammıyla) Iraklık, بُعْدٌ [buʹd] maʹnâsınadır; yukâlu: بَيْنَهُمَا مَعْقٌ أَيْ بُعْدٌ Ve miʹde fâsid olmak maʹnâsınadır; yukâlu: مُعِقَ الرَّجُلُ فَهُوَ مَمْعُوقٌ عَلَى بِنَاءِ الْمَجْهُولِ إِذَا فَسَدَتْ مَعِدَتُهُ Ve sel suyu uğradığı yeri yarıp toprağını sıyırıp götürmek maʹnâsınadır; yukâlu: مَعَقَ السَّيْلُ الْأَرْضَ إِذَا جَرَفَهَا Ve bed-hûyluğa denir; yukâlu: بِهِ مَعْقٌ أَيْ سُوءُ خُلُقٍ
اَلْمَعَقُ [el-meʹaḵ] (fethateynle) Bi-maʹnâhu, fe-huve lügatun fîhi; ke- نَهْر [nehr] ve نَهَر [neher].
اَلْمَعْقُ [el-maʹḵ] (mîm’in fethi ve ʹayn’ın sükûnuyla) Iraklık, buʹd maʹnâsına;عَمْقٌ [ʹamḵ]tan makbûldür.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı