اَلْمُعْقِبُ [el-muʹḵib] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) Şol yıldıza denir ki bir âher yıldız ʹakibinden tulûʹ eyleye.
اَلْمِعْقَبُ [el-miʹḵab] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Hatunların baş örtüsüne denir. Ve küpeye denir. Ve davar sürmekte hâzık ve mâhir olan sürücüye denir. Ve şol kimseye denir ki imâmdan sonra yaʹnî pâdişâh-ı vakt inkızâsından sonra hilâfete mütereşşih ve âmâde ola, vâris-i saltanat ve veliyy-i ʹahd gibi; yukâlu: هُوَ مِعْقَبٌ لِلْإِمَامِ وَهُوَ الَّذِي تَرَشَّحَ لِلْخِلاَفَةِ بَعْدَ اْلإِمَامِ
اَلْمُعَقَّبُ [el-muʹaḵḵab] (مُعَظَّمٌ [muʹażżam] vezninde) [Şol kişiye denir ki] mey-gedeye kendiden büyük şânlı kimse gelmekle kendisi ihtirâzından yâhûd hicâbından nâşî duramayıp çıkıp gide; yukâlu: خَرَجَ مُعَقَّبًا وَهُوَ مَنْ يَخْرُجُ مِنْ خَانَةِ الْخَمَّارِ إِذَا دَخَلَهَا مَنْ هُوَ أَعْظَمُ مِنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı