el-milbes ~ اَلْمِلْبَسُ

Kamus-ı Muhit - الملبس maddesi

اَلْمِلْبَسُ [el-milbes] (مِنْبَرٌ [minber] vezninde) Bu dahi câmeye denir.

اَلْمُلْبِسُ [el-mulbis] (مُحْسِنٌ [muḩsin] vezninde) ve

اَلْمُلْتَبِسُ [el-multebis] (مُحْتَبِسٌ [muḩtebis] vezninde) Müştehib ve muhtelit nesneye denir; yukâlu: أَمْرٌ مُلْبِسٌ وَمُلْتَبِسٌ أَيْ مُشْتَبِهٌ

اَلْمَلْبَسُ [el-melbes] (مَقْعَدٌ [maḵʹad] vezninde) Bu dahi câmeye denir; yukâlu: جَاءَ وَعَلَيْهِ مَلْبَسٌ أَنْفَسُ أَيْ لِبَاسٌ Ve ʹArablar “Filânda kibr ve nahvet sıfatı yoktur, mütevâziʹdir” diyecek yerde إِنَّ فِيهِ لَمَلْبَسًا derler, مَا بِهِ كِبْرٌ maʹnâsına. Burada مَلْبَسٌ [melbes] مُسْتَمْتَعٌ [mustemtaʹ] maʹnâsına müsteʹârdır, tevâzûʹdan kinâyedir, zîrâ mütekebbirden temettuʹ ve intifâʹ mutasavver değildir. Ve mine’l-emsâli: ḣأَعْرَضَ ثَوْبُ الْمَلْبَسِḢ يُضْرَبُ لِمَنْ كَثُرَ مَنْ يَتَّهِمُهُ Yaʹnî bir adamın ithâm eylediği kimseler çok oldukta darb olunur. Ve bunda مِنْبَرٌ [minber] ve مُفْلِسٌ [muflis] veznlerinde dahi vârid olmuştur. Burada أَعْرَضَ kelimesi صَارَ ذَا عِرْضٍ maʹnâsınadır, yaʹnî müttehemin libâsı ʹarîz oldu ki kendi töhmetli iken herkese ʹazv ü isnâd eder. مَلْبَسٌ [melbes] مُغَطًّى [muġaṯṯân] maʹnâsınadır ki murâd töhmetle muhâttır demektir, مِنْبَرٌ [minber] ve مُفْلِسٌ [muflis] veznlerinde مُغَطِّي [muġaṯṯî] maʹnâsınadır ki ism-i fâʹildir. Ve baʹzılar أَعْرَضَ fiʹlini ظَهَرَ maʹnâsına haml eylemekle müttehemin töhmeti zâhir oldu demek olur, buna göre kendisini ithâm edenler kesîr oldukta darb olunur. Ve Zemaḣşerî, Mustaḵṡâ’da başka gûne darb eylemiştir.

Vankulu Lugatı - الملبس maddesi

اَللِّبَاسُ [el-libâs] (lâm’ın kesriyle) Giyilen nesne. Ve

اَلْمَلْبَسُ [el-melbes] (mîm’in ve bâ’nın fethiyle) Bi-maʹnâhu. Ve

اَللِّبْسُ [el-libs] (lâm’ın kesri ve bâ’nın sükûnuyla) Kezâlik bi-maʹnâhu. Ve

لِبْسٌ [libs] Örtü maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: لِبْسُ الْكَعْبَةِ وَلِبْسُ الْهَوْدَجِ لِمَا عَلَيْهِمَا مِنْ لِبَاسٍ Ve لِبَاسٌ [libâs] İmre΄eye ve imre΄enin zevcine dahi ıtlâk olunur; kâlallâhu taʹâlâ: ﴿هُنَّ لِبَاسٌ لَكُمْ وَأَنْتُمْ لِبَاسٌ لَهُنَّ﴾ (البقرة 187) Ve hayâya dahi ﴿لِبَاسُ التَّقْوَى﴾ (الأعراف 26) derler. Tefsîr-i şerîfte bu vech üzere vârid olmuştur. Ve baʹzılar eyitti لِبَاسُ التَّقْوَى galîz olup haşîn ve kasîr olan giysidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı